Blog

Yalın Üretim ve Altı Sigma Arasındaki İlişki

Yalın Üretim ve Altı Sigma Arasındaki İlişki

Altı Sigma: Karlılığı arttıran, gereksiz işlemleri ortadan kaldırarak,  maliyetleri azaltan ve müşterinin ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak için bulunmuş bir gelişme stratejisidir.  Küresel rekabetin çok yoğun olduğu günümüzde firmalar mükemmel bir ürün tasarlayabilmek için büyük çaba sarf etmektedirler ancak böyle bir ürünü üretmek ne kadar önemli ise o ürünün piyasada kalması ve devamlılığını sağlayabilmesi de son derece önemlidir. Örnek vermek gerekirse kamera ve fotoğraf makinesi deyince bir zamanlar ilk akla gelen Kodak firması, 2009 yılında dünya cep telefonu pazarında %40 pazar payına sahip olan Nokia, dünyanın en büyük kömür üreticisi olan Peabody Energy şirketlerinin iflasını hepimiz duymuşuzdur. Bu şirketlerin batmasındaki ortak nokta değişimi yakalayamamış olmalarıdır. Değişim kararı Altı Sigma sürecine giriş yapmanın ilk adımıdır. Değişim rüzgârı en üst kademedeki yöneticiden en alt kademedeki çalışana kadar gerçekleşmeli ve hepsini içermelidir.  Altı Sigma metodolojisinde, müşteri isteklerini ve beklentilerini karşılamayı en yüksek düzeyde sağlamak için sürekli iyileştirme amacıyla proje odaklı bir yönetim anlayışı vardır. Yalın Üretim ise her türlü gereksiz israfı azaltmak ve müşteri ihtiyaçlarına göre kaynakları kontrol etmek anlamına gelmektedir. Bu iki kavram da birbiriyle iç içedir ve bir bütünü oluştururlar. Birbirinden ayrı düşünülemezler.

6 Sigmanın İşletmelere ve Yöneticilere Faydası

Altı Sigmanın pek çok faydası bulunmaktadır. Sürekli bir başarı yaratır, herkes için bir performans hedefi sağlar ve bu doğrultuda hareket edilmesini sağlar.  Müşteriye verilen değeri arttırır. İyileştirme hızını arttırır. Öğrenme ve bilgi alışverişini arttırır. Her birim birbiriyle koordine olduğu için bilgi alışverişi hızlı ve doğru bir şekilde gerçekleşecektir. Stratejik değişimi kolaylaştırır. Piyasaya yeni ürünler sürmek, faaliyet alanını değiştirmek, yeni girişimlerde bulunmak, yeni pazarlara girmek gibi pek çok kişinin korkup çekindiği girişimler de doğru stratejiyle sizlere başarıyı getirir. Daha kaliteli mal ve hizmet üretmek için bütün üretim süreçlerinin değerlendirilmesi, ölçümlenmesi ve bu ölçüm sonuçlarına göre zayıf kalan noktaların tespiti ve iyileştirilmesine imkân veren Altı Sigma yapısı gereği firmanın en tepedeki yöneticisinden tüm çalışanlarına kadar tüm çalışanların katılımını gerektirdiğinden iş veriminin de artmasına sebep olmaktadır.

 

Altı Sigmanın Başarı Göstergeleri

Yalın Altı Sigmada hedeflenen noktaya ulaşıp, başarılı olabilmek için dikkat edilmesi gerekenler:

  1. Üst yönetim ve işletme sahibinin desteğini almak
  2. İşletmenin problemini çözümleyecek doğru proje seçimi
  3. Yalın Altı Sigma uzmanlarının yeterliliği
  4. Projeye katılacak ekibe yeterli eğitimin verilmesi
  5. Organizasyonel Strateji ile bağlantılı olması
  6. Kültürel dönüşümün sağlanması
  7. Müşteri memnuniyeti

Söz konusu faktörleri ayrıntılı bir şekilde inceleyecek olursak;

Üst Yönetimin Desteği: Yalın Altı Sigma projeleri için yatırım gerekmektedir. Bu nedenle Yönetici ve işletme sahibinin yatırım konusunda istekli olması gerekmektedir. Aksi halde Yalın Altı Sigma uzmanları tek başına bir başarı elde edemez. Söz konusu bu değişim sisteminin uzun vadede sonuç vereceğini hem idareci, hem de çalışanlara bildirmek gerekmektedir. Ayrıca süreç içerisinde zaman zaman elde edilen iyileştirmelerle ilgili bilgiler yöneticiler ve çalışanlara bildirilerek motivasyon kaybı yaşanmamalıdır. İşletme sahibi ve üst yönetimin desteği alınmadan ne Yalın Altı Sigma ne de başka bir programın başarılı ve uzun ömürlü olması beklenemez.

Doğru Proje Seçimi: Başarıyı elde etmek için doğru projelerin seçilmesi gerekmektedir. Projeler açık, ölçülebilir, gerçekleştirilebilme niteliğinde olması gerekmektedir. Bununla birlikte proje seçiminde sürecin sesi, müşterinin talepleri ve stratejik iş hedeflerinin sesi göz önüne alınmalıdır.

Yeterlilik: Yalın Altı Sigma uygulayıcıları yetkin bireyler arasından seçilmelidir. Özellikle projelerin uygulanmasında yetkin Yeşil ve Kara Kuşak adayları seçilirken; adayların istatistik verilerini kullanabilme, yorumlayabilme yetenek ve yeterlilikte olmalarına özen gösterilmelidir. Yeşil Kuşak elemanları temel ölçüm ve analiz yöntemlerini iyi derecede bilmeleri ve bilgisayar yazılımları yardımı ile istatistik analizlerini çok rahat yapabilecek yeterlilikte olmaları gerekmektedir. Kara Kuşak elemanları ise birkaç tane proje tamamlamış iyileştirme takımının lideridir. Projelerin seçimi, yürütülmesi ve elde edilecek sonuçlardan birinci derecede sorumludur. Kısacası Yalın Altı Sigma projelerinde görevlendirilecek bireyler; hem projeyi sahiplenmeli hem de analitik gücü yüksek kişiler arasından seçilmelidir.

İleri Eğitim: Yalın Altı Sigma metodolojisindeki başarı, projede yer alan Yeşil ve Kara Kuşak temsilcilerinin istatistiksel ve istatistiksel olmayan metotları bilimsel bir düzeyde kullanabilmelerine bağlıdır. Yani analiz ve değerlendirmeler için gerekli olan bilgileri derleyip, etkin bir şekilde değerlendirebilmeleri gerekmektedir.

Kültürel Değişim: Asıl gerekli ve zor olan kültürel değişimdir çünkü insanlar yıllardır alışılagelmiş alışkanlıklarını kolay kolay terk etmek istememektedirler. Bunun sebebi ise bilinçaltında yatan korku endişesidir. Bu organizasyonlarda hataya izin verilmediğinden çalışanlar hataları saklamaya çalışırlar ve değişime direnç gösterirler. Kültürel değişimin öncelikle üst yönetime, sonrada çalışanlara iyice anlatılması gerekmektedir.

Müşterinin Talebi: Müşterinin talebi her zaman istikrarlı değildir.  Firmalar kendilerine göre her ne kadar en mükemmel ürünü üretmiş olsalar da müşterinin beklentilerini periyodik aralıklarla belirleyip göz önüne almalıdır. Müşteriler, üreticiden ürün ve hizmetleri zamanında, hatasız ve minimum fiyatla temin etmek isterler. Üreticiler ise müşteri beklentilerine cevap verebilmek için iç operasyonlarında minimum maliyetle, hatasız ve minimum çevrim süreleri ile ürün veya hizmet üretmeye çalışır. Bu uyum ne kadar kuvvetlendirilebilirse o kadar sağlıklı iş üretilir. Dolayısıyla müşteri beklentilerini doğru ve dinamik olarak algılamak başarının önemli bir anahtarıdır.  Sizler de işletmenizin kar marjını arttırmak rekabet piyasasında yer almak istiyorsanız https://www.matrisas.com eğitim ve danışmanlık adresini ziyaret edebilir, doğru bir eğitim ve stratejiyle hedefinizdeki işletmeye kavuşabilirsiniz.

Üretim ve Hizmet Sektöründe 6 Sigma Yaklaşımı

Üretim ve Hizmet Sektöründe 6 Sigma Yaklaşımı

Günümüz dünyasında rekabet giderek artmakta, güçlü firmalar da ürettikleri ürünlerin kalitesiyle ve hizmet anlayışlarıyla farklarını ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Kalitenin ve hizmetin önemini kavrayan, bunun bilincinde olan firmalar da kaliteyi geliştirme metotlarıyla başarıyı yakalamaya çalışmaktadırlar.

Bu yöntemleri sadece üst yönetim bazında değil, firmanın bütün departmanlarına yayarak yapmaktadırlar. Zaten kalitesini geliştirmek isteyen bir firma bunu bütün firmaya yaydığı ve tüm çalışanlarının desteğini aldığında tam bir başarı sağlayacaktır. Bu bağlamda firmaların kendilerini iyileştirmeleri için tercih edebilecekleri çeşitli kalite geliştirme yöntemleri vardır. Altı Sigma ve Kalite Yöntemi de bunlardan ikisidir.

Altı Sigmada, problemlere ölçülebilir çözümler getirilmeye çalışılır. Kalite Yönetiminde ise, müşteri ön planda tutulur. Bu doğrultuda, hızlı, yerinde ve zamanında hizmet anlayışıyla, yenilik, üründe çeşitlilik sunulması, müşteriye yakınlık ve çalışanların motive edilmesi gibi değerler esas alınmaktadır. 6 Sigma operasyon yönetiminde ise, üretim sürecini tasarlama ve kontrol etme aşamaları vardır. Kalitenin geliştirilmesi ve bunun operasyon kısmında uygulanması iç içedir, bir bütündür. Dolayısıyla başarı şansını arttırmak için bu iki olgunun beraber yürütülmesi gerekir.

Kalite Yönetiminde Altı Sigma

Altı Sigma’da hedef, beklentileri mükemmel şekilde karşılayacak ürün ve süreçlere ulaşmaktır. Verimsizlik yaratan ve sigma seviyesinin düşmesine neden olan problemler dikkatle incelenir ve en düşük seviyeye indirilmeye çalışılır. Altı Sigma Modeli, maliyetlerde ve hata oranında azalma, verim, pazar payı, müşteri ve çalışanların memnuniyetinde artış, firma kültüründe olumlu değişim gibi konularda firmalara fayda sağlamaktadır.

1960 ile 1980 yılları arasında tüm dünyada Japon fırtınası esmektedir. Tüm dünyadaki üreticilerin aksine, üst düzey yöneticilerini yoğun kalite programlarına tabi tutan Japonlar, artık yıllık kalite planları oluşturmakta ve kalite iyileştirme çalışmalarını proje adı altında yürütmektedirler. Kalite iyileştirme projeleri ile beraber operasyon sürecinde de mükemmelliği hedeflemeleri ise Japonları, batılı rakiplerinden farklı olarak hızla büyümeye ve rekabet dünyasında yer almalarına olanak sağlamıştır.

Toyota’nın başarısının altında yatan önemli unsurlar:

-Her türlü operasyonun içeriği, zamanı gibi çok net ve detaylı olarak ifade edilmesi,

-Her türlü müşteri tedarikçi zincirinin dolaylı değil, doğrudan kurulması,

-Ürün ve hizmet üretim süreçlerinin olabildiğince basit ve dosdoğru olması,

-Her türlü iyileştirmenin bilimsel bir metoda dayandırılması,

-Firmadaki en alt birim dahi, konu uzmanının danışmanlığında bilimsel iyileştirme tekniklerini kullanarak hareket etmesi,

-Sistemlerin uzman bilgisine sahip olan kişiler veya işi yapan kişiler tarafından değil, her ikisinin ortak çalışması ve sürekli iyileştirme mantığı ile geliştirilmesi gibi ana unsurlar Toyota’yı zirveye taşımıştır.

Japon devriminin etkisi altında kalite konusunda yol alan diğer firmalar toplam Kalite Yönetimi uygulamalarına ağırlık vererek, kalitenin sistematik bir şekilde yönetilmesini sağlamışlardır. Bu da firmalara önemli gelirler sağlamaya başlamıştır. Tüm dünyadaki endüstriyel çağın rekabet ortamı yerini bilgi çağı rekabetine bırakmıştı.

İletişimde yaşanan gelişmelere bağlı olarak müşteri beklentileri büyük bir hızla değişmeye, internet yoluyla tüm dünyadaki rakipler bir bilgisayar klavyesi kadar uzakta olmaya başlamıştı. Artık kalite sistemlerinin veya verimlilik hedeflerinin yeterli olması değil mükemmel olmasının gerektiği bir ortam vardı. Müşteri odak noktası haline getirilerek yürütülen projeler önemli bir hale gelmiş ve geleneksel yöntemlere göre çok daha fazla fırsatlar yaratılmasını sağlamıştır. Kalite sistem yaklaşımı ile kalite kontrolün aynı olmadığı, kârlılık ve verimlilik hedeflerinin ürün kalitesinden çok, süreç kalitesine bağlı olduğu böylelikle anlaşılmaya başlandı.

Bugün elektronik lideri olarak bilinen Motorola’nın başarısının temel nedeni Altı Sigma’ya olan bağlılığıdır. 1980’lerde Motorola da piyasayı Japon rakiplerine kaptırmıştı. Altı Sigma’yı uygulamaya koymasından yalnızca iki yıl sonra Motorola, Kalite Ödülü’ne layık görüldü. Motorola, Altı Sigma’yı bir dizi araç olmanın ötesinde iletişim, eğitim, liderlik gibi işi yeni bir biçime sokma yöntemi olarak uygulamıştır.

Altı Sigma’nın Yararları

  • Maliyetlerde azalma sağlar
  • Üretkenlikte artış sağlar
  • Pazar payında artış sağlar
  • Müşteri tatmininde artış sağlar
  • Hata oranında azalma sağlar
  • Ürün ya da hizmet geliştirmede yardımcı olur

6 Sigma firmanızı kalıcı başarıya götürür. Piyasada yer alan birçok şirketin taşıdığı genel kaygı, yenilikleri takip edemeyerek piyasadan silinebilme olasılığıdır. Mevcut büyüme hızını devamlı hale getirmenin ve pazarlardaki payı korumanın tek yolu, sürekli olarak yenilikler getirmek ve yeniden yapılanmaktır.

Altı Sigma’nın Temaları

  • Müşteri Odaklılık: Müşteri ihtiyaçları değişken bir yapıya sahiptir. Altı Sigma’da en büyük önem müşteriye odaklanmaktır. Altı Sigma performanslarının ölçümü müşteriyle başlar. 6 Sigmanın sağladığı iyileşmeler, müşteri memnuniyeti ve değeri üzerinde yaptığı etkiyle tanımlanır.
  • Verilere ve gerçeklere dayalı yönetim Altı Sigma: “gerçeğe dayalı yönetim” kavramını yeni ve daha güçlü bir konuma taşımaktadır. Bu yaklaşım, iş performansını değerlendirme açısından hangi ölçümlerin önemli konumda olduğunu netleştirmekle işe başlar; sonra da değişkenleri tanımlayarak bu analizleri uygular.
  • Sürece odaklanma, yönetim ve iyileştirme: İster ürün ve hizmet tasarımında, ister performans ölçümünde, isterse verimi ve müşteri memnuniyetini arttırırken Altı Sigma, “süreci” başarının birinci aracı olarak görür.
  • Proaktif yönetim: Proaktif yönetimin anlamı: İddialı hedefler belirlemek, sorun çözmekle uğraşmak yerine sorunların ortaya çıkmasına meydan vermemek, işlerin yürütülme biçimini sorgulamak gibi. Altı Sigma, eski tepkisel alışkanlıkların yerine dinamik, duyarlı ve proaktif yönetme biçimini yerleştirmek için gerekli araç ve uygulamalardan yararlanır.
  • Sınırsız iş birliği çalışanlar: Organizasyon içindeki rollerini daha iyi kavradıkça ve bir sürecin bütün aşamalarındaki etkinliklerin aslında birbirleriyle iç içe geçmiş olduklarını fark edip bunları değerlendirdikçe, Altı Sigma da yeni işbirliği olanakları sunmaya başlar. Altı Sigma için sınırsız işbirliği, hem son kullanıcıların gerçek taleplerini hem de bir süreç ya da üretim zincirindeki iş akışını iyice anlamayı gerektirir. Yani, müşteri ve süreç hakkındaki bilgileri herkesin yararına kullanmayı hedefleyen bir yaklaşım gerektirir. Böylece, Altı Sigma sistemi gerçek bir ekip çalışmasını destekleyecek ortamı ve yönetim yapısını oluşturabilir.
  • Mükemmele yöneliş: Başarısızlığa karşı hoşgörü olarak da ifade edebiliriz. Bu iki düşünce birbirini tamamlamaktadır. Hiçbir şirket, yeni düşünceler ve yaklaşımlar üretmeden Altı Sigma’ya yakın bir noktaya ulaşamaz.
  • Altı Sigma’yı hedefleyen bir şirket, müşteriye odaklanacaktır ve müşterinin zaman içerisinde değişen isteklerine bağlı olarak şirket de kendini sürekli olarak daha mükemmel olmaya zorlayacaktır.

 

– Operasyon Yönetiminde Altı Sigma

Toplam Kalite Yönetiminde hatanın kökenine inilir, hataya sebep olan etkenler düzeltilir ve tekrar ortaya çıkmaması için gerekli tedbirler alınır. Altı Sigma aslında, sıfır hata stratejisinin ulaşılabilir bir hedef olarak yaşama geçirilebilmesinde yararlanılan bir istatistiksel yönetim düzeneğidir. Altı Sigma, müşteri istekleri doğrultusunda sürekli olarak en kaliteli hizmeti vermek ister.

Altı Sigma Süreci – DMAIC

Define Tanımla

Measure- Ölç

Analyze- Analiz et

Improve- Geliştir

Control- Kontrol et

– Tanımlama: İstenilen gelişmeler, süreç, uygulama alanı gibi projeden beklenen faydalar tanımlanır. Bir proje için, maliyetlerde tasarruf, müşteri memnuniyeti ve kaliteli üretim önemlidir.

– Ölçme: Bir başlangıç noktası tespit edilmeden yapılan çalışmaların neticelerini değerlendirilemez. Bundan dolayı, hataları veya müşteri şikayetlerini sayarak mevcut durumun şekli ortaya konur.

– Analiz etme: Toplanan veriler analiz edilerek hataya sebep olan nedenler araştırılır.

– Geliştirme: Sorun için kalıcı bir çözüm bulunarak süreç geliştirilir.

– Kontrol etme: Sorun giderildikten sonra doğru prosedürler yazılarak proje kapatılır.

Altı Sigma sürekli iyileşmeyi sağlamak amaçlı, bir dizi müşteri odaklı, veriye dayalı yöntem ve disipline edilmiş süreçlerden oluşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında Altı Sigma organizasyonun kendini sürekli yenilemesi için gerekli yetenek ve kültürü yarattığı anlaşılır. Aynı zamanda herkes için bir performans hedefi sağlar. Bir işletmedeki herkesin tek bir noktaya odaklanması ve aynı yönde faaliyet göstermesi başarının en önemli şartlarından biridir.

6 Sigma’nın sürekli bir başarı yaratması, herkes için bir performans hedefi sağlaması, iyileştirme, bilgi alışverişi ve öğrenmeyi arttırması yöntemin yararlarındandır. Altı Sigma’yı uygulayan şirketler milyonlarca hatta milyarlarca dolar tasarruf sağlamış, üretkenlik, verimlilik, kalite ve müşteri tatmininde artışlar yaşamışlardır. Ayrıca Altı Sigma yalnız büyük şirketlerde değil küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde de büyük başarılar sağlamaktadır.

Şirketlerde Altı Sigma

Şirketlerde Altı Sigma

Günümüzde faaliyetlerini sürdüren ve büyük miktarda üretim yapan uluslararası firmaların bu kadar karmaşık ve bir o kadar da uzun üretim süreçlerini nasıl organize ettiklerini, üretim esnasında ortaya çıkan problemlere kalıcı çözümlerin nasıl bulunduğunu düşündünüz mü? Sizlere bu firmaların günümüzdeki konumlarına nasıl geldiklerini ve bu noktaya gelmelerini sağlayan 6 Sigma metodolojisinden bahsedeceğim.

6 Sigma metodolojisi ürün veya hizmet üreten bir işletmenin, iş süreçlerini iyileştirerek, hata sayısını ve maliyetini azaltmayı hedefleyen istatistiksel bir kalite-yönetim felsefesidir.  6 Sigmanın Amacı mükemmele ulaşmaktır. Temel hedefi ise müşteri memnuniyetini arttırmak ve iş süreçlerindeki olumsuzlukları azaltmaktır. 6 Sigma, iş başarısını sağlamak, sürdürmek ve maksimize etmek için kullanılan kapsamlı ve esnek bir sistemdir.

6 Sigma yönteminin amacı üretimdeki değişkenliği ortadan kaldırmak ve hedef bir ortalamada merkezileştirmektir. Bu durum üretimde sürekliliği sağlamaktadır. İki tip 6 Sigma süreci uygulanmaktadır. Bunlardan ilki; mevcut süreci tanımlayan, ölçen, analiz eden, iyileştiren ve kontrol eden kısımdır. İkincisi ise 6 Sigma kalitesini yakalamayı hedefleyen yeni süreçleri tanımlayan, ölçen, analiz eden, tasarlayan kısımdır.

6 Sigmanın hata oranında azalma, iş süreçlerinde kısalma, müşteri memnuniyetinde artış, verimlilikte artış, pazar payında artış, maliyetlerde azalma gibi pek çok faydası bulunmaktadır. Türkiye’de ve dünyada 6 Sigma metodu yıllardır kullanılmakta, bilinirliği ve uygulama alanı da her geçen gün artmaktadır.

Türkiye’de ve dünyada 6 Sigma kullanan firmalardan bazıları:

Çimtaş, Vitra, Vestel, Bosch, Arçelik, Borusan, Ford, Motorola, Pirelli, Fiat, Nokia, Jaguar, Shell, Kodak, Sony, Hyundai, Samsung, Toshiba gibi markalar kendilerini kanıtlamış, rekabet dünyasında yerlerini almış ve 6 Sigma metodunu kullanan en bilinir firmalardandır.

6 Sigma metodu 1970’li yıllarda Japon şirketi Matsushita’ya Amerikan şirketi olan Motorola ve Quasar adlı televizyon şirketinin, çok fazla hata oranının getirdiği verimsizlik yüzünden satılmasıyla başlamıştır. Matsushita, fabrikanın çalışmasında hızlı ve etkili değişikliklerde bulunup hata oranını %150’den %3’e düşürmeyi başarmıştır.

Bu başarı birçok kesimin dikkatini çekmiştir. Yürütülen çalışmalarda süreçlerdeki sapmaların fazla olmasının, müşteri ihtiyaçlarının karşılanmasında yetersizliğe neden olduğu görülmüştür. Bunun üzerine geliştirilen 4 aşamalı problem çözme yaklaşımı “ölçme, analiz etme, geliştirme, kontrol etme” geliştirilmiştir. Daha sonra bu yöntem 6 Sigma seviyesine ulaşmak için kullanılan bir problem çözme yöntemi olmuş ve 6 Sigma metodu böylece ilk kez ortaya çıkmıştır.

Program uygulanmaya başladıktan sonra 1988 yılında Motorola ulusal kalite ödülünü kazanmış ve bu olaydan sonra 6 Sigma birçok şirketin ilgisini çekmeye başlamıştır. Motorola tarafından uygulanmaya başlayan 6 Sigma bugün Signal, Sony, General Electric, Texas Instruments gibi uluslararası firmalar tarafından kullanılmaktadır. Bu firmalar ve 6 Sigma metodu sayesinde elde ettikleri başarılarına birkaç örnek vermek gerekirse:

  • 6 Sigma’yı 1980 yılından beri uygulayan Motorola’nın 19 yılda elde ettiği getiri 11 milyar dolar civarındadır. Motorola, dünya çapında verimliliğini 3 katına çıkarmıştır.
  • 6 Sigma’ya 1991 yılında başlayan 14 milyar dolar ciroya sahip Signal 8 yılda elde ettiği getiri 800 milyon doları aşmıştır. Bu miktar toplam cironun %6’sı kadardır.
  • General Elektrik’te 6 Sigma uygulaması Jack Welch tarafından başlatılmış, bizzat kendisi tarafından şirketin strateji ve hedeflerine entegre edilmiştir. 6 Sigma projeleri sonucunda 600 milyon dolar getiri elde edilmiştir.
  • Wyper ve Harrison, Altı Sigma’yı oldukça farklı bir alanda uygulayarak insan kaynakları departmanlarının temel amacı olan doğru zamanda, doğru ücret ile doğru insanı doğru yerde istihdam etme hedefi üzerinde çalışmışlardır. Çalışmada, öncelikle sürecin müşterileri tanımlanmış ve sürecin haritası çıkartılmıştır ve 18 ayda personel maliyeti %34 azaltılmış, genel giderlerde ise 250.000 poundluk azalma sağlanmıştır. Ayrıca, müşteri memnuniyetinde artış meydana gelmiştir.
  • Kordsa, 2002 yılında gerçekleştirdiği 5 proje ile yaklaşık 670 bin $ kazanç sağladı.
  • Borusan, 1 yıl içinde 47 projeden 11 milyon $’lık kar sağladı.
  • Vitra, 2003 yılında Kartal ve Bozüyük fabrikalarında 1,5 milyon $’lık tasarruf sağladı.

6 Sigma uzun ve karmaşık bir süreçtir. Süreçte çalışan her elemanın farklı bir görevi ve ekibi vardır. Günümüzde çeşitli süreçlerle desteklenebilen 6 Sigma büyük şirketlerin vazgeçilmezi olmuştur. 6 Sigma metodu her sektörde kullanılabilmektedir. Örneğin Finans sektöründe Altı Sigma, yeni işler ve müşteri sadakati kazanılmasında, bankalar tarafından kullanılabilen etkin bir araçtır. Bankacılık sektörü, Altı Sigmayı yaygın kullanan sektörlerden biridir.

Citi Financial, UBS, Huntington, Chase, US Bank ve Bank of America Altı Sigmayı kullanan finansal kurumlara örnek olarak verilebilir. Rakiplerin sayısının giderek arttığı bankacılık sektöründe, müşteriler hangi bankayı seçeceklerine ilişkin daha fazla seçeneğe sahip olmaktadırlar. Hizmet kalitesi, müşterilerin dikkat ettiği ilk ve en önemli faktördür. Müşteri tahminin ve sadakatinin kazanılması, karlılık ve bankaların varlıklarını sürdürebilmeleri açısından önemlidir. Sektörün küresel firmalarından biri olan Citibank, 21. yüzyılda en büyük uluslararası finansal şirket olma hedefini koymuş ve bu hedefini gerçekleştirmek için, Altı Sigmayı 1997 yılında kullanmaya başlamış, çalışanlarına Altı Sigma hata azaltma ve döngü zamanını azaltma konularında eğitim vermek amacıyla iki yıl içinde 92.000’den fazla çalışanına eğitim vermiştir.

Citibank bu eğitimlerle müşterilerin beklentilerinin karşılanmasını ve müşteri bağlılığı ve sadakatinin artırılmasını amaçlamıştır. İç geri dönüşleri %80, dış geri dönüşleri %85 ve kredi işlemlerinin zamanını %50 azaltmıştır. Kredi karar süresini %67 azaltarak, üç günden bir güne indirmiştir. Tabloların oluşturulma zamanını 28 günden 15 güne indirmiştir.

Küresel Yatırım Bankacılığı (Global Investment Banking); hesap açma, ödeme işlemleri ve çek defteri talebi gibi müşteriyle yüz yüze olan süreçlerdeki aksaklıkları ve kusurları azaltmak için Altı Sigmayı kullanmıştır. Altı Sigma uygulamalarının sonucunda, müşteri memnuniyeti artmış ve etkinlik ve döngü zamanlarında %30 iyileştirmeler sağlamıştır.

Bank of America, müşteri tatminin önceki yıllara nazaran düşmesinin ardından, 2001 yılında, Altı Sigma metodunu kullanmaya karar vermiştir. İlk yılda, elektronik kanallar arasındaki aksaklıklar %88 azalmış, bütün müşteri hizmet kanallarındaki hatalar %24 düşmüş ve çözümü 1 günden uzun süren problemler %56 azalmıştır. Altı Sigma ilkelerini kullanarak yaptıkları değişimler sonucunda, Bank of America, giderlerde yüzlerce milyon dolar tasarruf sağlanmış, döngü zamanlarını azaltmış, müşteri memnuniyet düzeyini ve hizmet kalitesini artırmıştır.

Bir Çin bankası olan China Construction Bank, 2006 yılında, faaliyetlerindeki etkinliği artırmak için Altı Sigma eğitimlerine başlamıştır. Altı Sigma ilkelerini uygulayan diğer finansal kurumlara örnek olarak American Express, Countrywide Financial ve Washington Mutual verilebilir.

Globalleşen dünyada ülkeler ancak ekonomik güçleriyle ayakta durabilirler. Ekonominin iyi olması ise üretime bağlıdır. Geçmişe oranla uzak coğrafi konumları nedeniyle dikkate alınmayan aynı sektördeki işletmeler bile kolayca rakip konumuna gelebildiğinden rekabet çok daha artmıştır. Bu ortamda işletmelerin var olabilme mücadelelerinde kaliteye önem vermeleri gerekmektedir. Gittikçe artan rekabet koşullarında kalite küçük-büyük her firma için vazgeçilmez bir unsur halini almıştır. Dolayısıyla iş yapıyor olmak ve çok çalışıyor olmak, günümüzde işletmelerin başarısı açısından yeterli unsurlar değildir.

6 Sigma şirketlerde hataları azaltmayı, verimliliği ve karlılığı artırmayı hedefleyen bir yönetim metodolojisidir ve Dünyada pek çok firmayı zirveye taşıyan bu metodun Türkiye’de de 1990’lı yıllarda örnekleri görülmeye başlanmıştır. TEI, Arçelik, Borusan Holding 6 Sigmayı kullanan öncü isimler olmuşlardır. Alınan başarılı sonuçlar hem Türkiye’de hem de Dünyada uygulama alanlarını yaygınlaştırmaktadır.

Eskişehir’de savunma sanayiine yönelik üretim yapan TEI (Tusaş Engine Industries) Genel Müdürü Tayfun Mutlu, 6 Sigma yaklaşımını uygulamaya koyduktan sonra elde ettikleri kazanımları böyle anlatıyor.  “Kârlılıkta ve verimlilikte yüksek getiriler sağladık. Tüm süreçlerde hata oranını milyonda 3’e kadar indirmeyi başardık” TEI, 1995 yılında bu metodolojiyi ilk uygulayan şirketlerden biriydi. Ardından Arçelik, Borusan Holding ve Kordsa gibi Türkiye’nin önde gelen şirketleri bu yöntemi uygulamaya başladılar. Hepsinde de ciddi başarılara, beklenilmedik iyileştirmelere ulaşıldı.

Sonuç İtibariyle Altı Sigma; mevcut süreçlerin işleyişinde hataları tespit etmeye ve süreçteki olumsuzlukları tespit ederek gidermeye çalışır. İşletmelere kalitede, verimlilikte, karlılıkta, müşteri memnuniyetinde artış, maliyetlerde azalma sağlayan ve dünya çapında kullanılan etkin bir yöntemdir. Bu yöntemin geçerliliği hem endüstride hem de literatürde kabul görmekte ve dünyada birçok işletme tarafından da uygulanmaktadır. Görüldüğü gibi 6 Sigma metodu kendini kanıtlamıştır. 6 Sigma yaklaşımı planlı ve programlı bir şekilde işletmelerde kullanılmalıdır. Bu da bize başarının hiçbir zaman tesadüf olmadığını göstermektedir.

Tedarik Zinciri Yönetimi

Tedarik Zinciri Yönetimi Nedir?

Bir tüketici olarak herhangi bir şey satın almanız gerektiğinde, en yakın mağazaya veya süpermarkete giderek ürünü alırsınız ve eve dönersiniz.  Peki, aldığımız ürünlerin mağazalara nasıl ulaştığını, bu yolculuğun nasıl gerçekleştiğini hiç merak ettiniz mi?

Tedarik Zincir Yönetimi; Tedarikçileri, imalatçıları, depoları ve mağazaları etkin bir şekilde bütünleştirerek, ürünleri doğru miktarda, doğru yerlere, zamanında ulaştırmak için tüm sistemin maliyetlerinin en aza indirilmesi ve aynı zamanda hizmet düzeyi ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılan sistemin bütünüdür.

Kısaca Tedarik Zinciri Yönetimi, hammadde temininden üretime ve dağıtımla son müşteriye kadar bir malın ulaşabilmesi için bir değer Zincirinde yer alan Tedarikçi, üretici, dağıtıcı, perakendeci ve müşteriler arasında ürün, para ve bilginin yönetimidir. Tedarik Zinciri Yönetimi’nin temel amaçları şu şekilde ifade edilebilir:

– Müşteri memnuniyetini artırmak,

– Stok ve stokla ilgili maliyetlerin azaltılmasını sağlamak,

– Ürün hatalarını azaltmak,

– Faaliyet maliyetini azaltmak

Bu amaçları gerçekleştirebilmek için Tedarik Zincirinin bütününde haberleşme ve bilgi paylaşımını artırması gerekmektedir. Günümüzde firmalar büyük rekabet ortamında müşterilerine hizmet vermeye çalışmaktadırlar.

Müşteri çok kolay şekilde alternatif firmalar bulabildiği için, firmalar için müşteri memnuniyetini sağlamak o kişiyi devamlı müşteri haline getirmek son derece önemlidir. Bunun için de müşterinin dilediği ürünü zamanında teslim edebilmesi gerekir. Ürünün hammadde halinden müşteriye teslim edilmesi sürecine kadar Tedarik Zinciri devreye girmektedir ve bu süreci doğru yönetebilmek rekabet dünyasında yer alabilmenin ön koşullarından biridir.

Tedarik Zinciri Yönetimi Nasıl Yapılır?

Tedarik Zincirini kısa örneklerle açıklamak mümkündür. Tedarik Zincirinin başarılı olabilmesi için doğru bir şekilde planlanması yönetilmesi gerekir. Teslimat sürecinin planlanması ürün kalitesi kadar önemlidir. Bu süreç, markanın hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Satışı yapılan ürünlerin zamanında ve kalitesini muhafaza ederek teslim edilmesi için gelişmiş bir Tedarik Zinciri kurmak gerekir. Müşteri memnuniyetini sağlamak için bu son derece önemlidir.

Tedarik Zincirindeki küçük bir aksama diğer aşamaları da etkileyeceği için başarılı bir şekilde işletmelerin bu süreci yönetebilmesi gerekir.

Tedarik Zincirinin aşamalarını şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Malzeme veya ürünün temin edilmesi
  • Ürünün işlenip üretilmesi
  • Üretilen ürünün depolarda stoklanması
  • Stoğu yapılan ürünün zamanı geldiğinde dağıtıma çıkması
  • Envanter yönetimi
  • Satış ve Halkla İlişkiler de Tedarik Zincirinin içerisindedir.

Matris, sizlere daha iyi hizmet verebilmek için günümüz teknolojilerini yakından takip ederek, üretim zincirinin başlangıcından sonuna kadar halkla ilişkiler ve envanter takibi de dâhil olmak üzere Tedarik Zincirinin tamamını yakından takip eder. Sizin bu zinciri yönetmenizi sağlayacak olan eğitimi sizlere vererek daha hızlı ve hatasız yol almanızı sağlar.

Tedarik Zinciri Yönetiminin Temel Fonksiyonları

Tedarik Zinciri Yönetimi, en basit hali ile arz ve talep arasındaki dengeyi koruyan fonksiyonların tümüdür. Tüm sürecin iyi yağlanmış bir makine gibi çalışmasını sağlamak gerekir. İyi yönetilmiş bir Tedarik Zinciri, müşteri ilişkilerini geliştirebilir ve işletmenin maliyetlerini minimum seviyeye düşürebilir. Tedarik Zinciri sürecinde 7 aşama vardır bunlar şu şekildedir:

Strateji ve Planlama: Ürün veya hizmetin maliyet hesabının yapılarak üretim sürecinin şekillenmesini sağlar. Hangi üründen ne kadar ve ne zaman üretilmesi gerektiği ile ilgili de planlama oluşturulur.

Satın Alma: Üretim için gerekli tüm malzemelerin ve hammaddelerin satın alınmasıdır.

Üretim: Firmaların en önemli iş süreçlerinden biri olan üretimde malzemelerin doğru planlanması, talebin doğru değerlendirilerek kaliteli ve en düşük hata ile üretilmesidir. Kullanılacak malzemelerin doğru bir şekilde planlanması ve değerlendirilmesi gereken süreçtir.

Stok/Envanter Yönetimi: Tükenen malzemelerin tedarik edilmesini kolaylaştıran aşamadır. Üretim için gerekli malzemelerin stok durumlarını kontrol ederek, tükenen materyallerde tedarikinin sağlanmasıdır.

Depo Yönetimi: Üretimi tamamlanmış ve sevkiyata hazır ürünlerin depolanması ile ilgili süreçtir.

Teslimat ve Dağıtım: Üretim aşaması sonlanan ürünlerin depodan müşteriye, perakendeciye veya toptancıya ulaştırılması aşamasıdır.

Sipariş Yönetimi: Tüketici tarafından sipariş verilen ürünün kaliteli, hızlı, hasarsız ve doğru bir şekilde ulaşmasını kapsayan süreçleri içermektedir.

Tüm bu faaliyetleri takip edebilmek ve maliyetleri kontrol altında tutabilmek için Tedarik Zinciri Yönetimi süreçlerini doğru takip etmek önemlidir.

Tedarik Zinciri Yönetiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tedarik Zinciri Yönetimi yapılırken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunların başında planlı ve gerçeğe uygun bir çalışma planı belirlemek gelir. Üreticiler kadar tüketicilerin de önemsenmesi de dikkat edilmesi gereken faktörlerdendir.

İlk önce sipariş miktarı ve talebe yönelik incelemelerde bulunulmalıdır. Ne kadar sipariş geldiği ve bu siparişlerin ne kadar sürede teslim edileceğini belirledikten sonra siparişlerin gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan ürünlerin satın alma süreçleri başlatılır.

Satın alma süreçlerinde verimlilik ve maliyetlerin yanı sıra ürünlerin kalitesine ve fiyat performans oranlarına da dikkat edilmelidir. Bu aşamalar tamamlandıktan sonra üretimin nasıl gerçekleşeceğine ve ne kadar süreceğine dair bir plan oluşturulmalıdır. Üretim sürecine geçilmesinden sonra üretim sürecinin her aşaması denetlenmeli ve eksiklikler giderilerek üretimin hızlanması sağlanmalıdır.

Üretimin tamamlanması ile birlikte stok miktarının belirlenmesi gerekir. Ticaret için gerekli olan nakliye süreçleri de dikkatli bir şekilde tasarlanmalıdır. Ürünlerin taşınması sırasında herhangi bir zarara uğramamaları için profesyonel bir lojistik firması ile çalışmak gerekmektedir. Ürünlerin taşıma aşamasına geçilirken paketlenme ve depolama işlemleri de tamamlanmalı bu noktada en etkili çözümler ile hareket edilmelidir. Taşıma süreci tamamlandıktan sonra malların alıcı firmaya ulaşıp ulaşmadığı kontrol edilmelidir.

Tedarik Zinciri Yönetiminde; stok yatırımlarının düzeylerinin belirlenmesi, tedarikçilerle olan ilişkilerin yönetilmesi, müşteri geri bildirimlerinin değerlendirilmesi, zincir için bir rekabet avantajı elde edilmesi ve bilgi teknolojilerinin kullanılması gibi faktörler tüm sisteminin başarısı için önemli olan konulardır.

Tedarik Zincirinin etkinlik düzeyini arttırmak için belirsizlik düzeyinin azaltılması gerekir. Tedarik Zincirindeki belirsizlik azaltıldığında işletmelerin stok bulundurma gerekliliği azalacak sonuçta da stok maliyetleri düşecektir.

TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNİN İŞLETMELERE SAĞLADIĞI YARARLAR

Tedarik Zinciri Yönetiminin işletmeler arası iş birliği sonucunda sağladığı bilgi paylaşımları yardımı ile kaynakların gereksiz kullanımı ve zaman israfından kaçınılması gibi yararları başta olmak üzere oldukça fazla yararından bahsetmek mümkündür. Bu yararlardan bazıları şu şekildedir:

1) Teslimat performansının iyileşmesi

2) Stokların azalması

3) Ürünün ilk adımından son adımına kadar geçen sürenin kısalması

4) Tahmin doğruluğunun artması

5) Zincir boyunca verimliliğin artması

6) Zincir boyunca maliyetlerin düşmesi

7) Kapasite gerçekleşme oranının artması

Bu yararlar aynı zincirde yer alan firmaların (tedarikçi, üretici, dağıtıcı, vb.) arasında iletişimin tam olarak kurulması, zincir boyunca faaliyetlerin birlikte koordinasyonu ve kontrolü sayesinde zincirin bütününde maliyetlerin azaltılması, verimliliğin artırılması, karlılık ve müşteri tatmini gibi amaçlara ulaşmak üzere elde edilebilir.

Tedarik Zinciri içindeki firmalar arasında koordinasyon ve bilgi paylaşımı sayesinde talepteki belirsizlikler azalır, böylece zincirdeki firmaların stoklara fazla yatırım yapması gerekmez. Bu durum planlamalarda kolaylık ve maliyetlerde azalmayı beraberinde getirecektir.

Ayrıca firmalar arasında tesis edilecek olan güven ve iş birliği sonucunda risklerin paylaşımı, firmalar arasındaki engellerin azaltılması ve esnekliğin artırılması yoluyla yeni ürün geliştirme ve pazara sunma süreleri kısalarak rakiplere karşı büyük avantajlar sağlanabilir. Bu sayede müşteri ihtiyaçlarının karşılanabilmesi yolu ile müşterilerin tatmin düzeylerinde artışlar sağlanabilir. Bütün bunların parasal karşılığı olarak da zincir boyunca nakit akışları düzenli bir hal alır ve firmaların maliyetleri düşerek karlılıklarında artış olmaktadır.

Yalın Üretim

Yalın Üretim

Yalın Üretim hata, maliyet, işçilik, geliştirme süreci, üretim alanı, stok, fire, müşteri memnuniyetsizliği gibi unsurları en aza indirgeyen üretim sistemidir.

Özellikle rekabetin yüksek olduğu günümüz koşullarında gerek müşteri memnuniyeti gerekse çeşitli yasalar sayesinde en yüksek kalitede ürün temin etmek şart olmaktadır. Ayrıca her geçen gün daha fazla rakiple fiyatlar düşmekte, sevkiyatlar hızlanmakta ve sistemden her anlamda daha fazla esneklik talep edilmektedir. Bu sistem içerisinde kalite sektörlerin ayakta kalmasını ve devamlılığını sağlaması açısından en önemli kavramlardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kalitenin önemini kavrayan sektörler firmalarını iyileştirmek için önemli stratejileri ve yenilikleri de uygulamaya çalışmaktadırlar çünkü sadece kalite önemli bir etkenken yalnız başına yeterli değildir. Hız ve bilgi de önemli güç haline gelmektedir. Bu kriterler de yalın üretimin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu yüzden pek çok şirket Ar-Ge çalışmalarına, üretimin kalitesini ve hızını arttırmaya çalışarak rekabetin yüksek olduğu koşullarda ayakta kalmaktadır.  Hızın öneminden bahsetmişken şöyle bir örnek de verilebilir. Toyota Motor şirketi günümüzde her 2 dakikada bir araç üretmektedir ve hedef olarak her 1,5 dakikada bir araç üretmeyi amaçladıklarını belirtmektedirler. Bu da bizlere hızın ve bilginin önemini bir kez daha göstermektedir.

Yalın Üretimin Tarihçesi

1927 yılında dönemini etkileyecek önemli bir üretim felsefesini Henry Ford geliştirdi. 1937 yılın da ise Japonya’da Toyota kuzenler Toyota Motor şirketini kurdular. Tam zamanında üretim olarak da tanımlayabileceğimiz bir sistem geliştirdiler ve Yalın Üretimin Tarihçesini başlatarak bir devrime imza attılar. Bu sistem günümüzü ve geleceği de etkileyecek önemli bir sistem haline geldi.

1900’lü yıllarda geçerli olan pek çok anlayış günümüzde geçerliliğini kaybetmiştir. Örneğin maliyetim yükselirse fiyatı arttırırım, müşteri zaten almak zorunda, ürün gecikirse de müşteri beklemek zorunda gibi anlayışlara artık yer yoktur çünkü Türkiye ve Dünya’da sizin yerinizi hemen doldurabilecek yüzlerce alternatif rakip bulunmaktadır.

1980’li yılların başında önemli bir olay meydana geldi. Tarihte ilk defa Japon otomobil endüstrisi Amerikan otomobil endüstrisini geçti. Amerika otomobil endüstrisi toplamda 8 milyon adet otomobil üretirken Japonya otomobil endüstrisi 11 milyonu bulan olağanüstü bir performans sergiledi ve bu başarıya en büyük katkıyı sağlayan şirket 9.7 milyon otomobil üreterek Toyota Motor şirketi oldu. 2014 yılı itibarıyla, 10 milyon 230 bin satış rakamıyla, dünyanın en büyük otomobil şirketi olduğunu bir kez daha kanıtladı. Toyota’nın gösterdiği bu muazzam başarı elbette ki diğer rakiplerinin de ilgisini çekti ve Toyota şirketinin yakın mercek altına alınmasını sağladı. Toyota Motor şirketinin bu başarıya ulaşmasını sağlayan en temel adımın Yalın Üretim anlayışı olduğu ortaya çıktı. Üretimi günbegün titizlikle incelenerek ve geliştirilerek, bugün Yalın Üretim diye tanımladığımız sistemin ortaya çıkmasını sağladı. Günümüzde “Yalın Üretim” ifadesi yerine “Yalın Yönetim” veya “Operasyonel Mükemmellik” ifadeleri de kullanılmaktadır.

Yalın Üretimi sadece müşterinin istediği ürünleri fiyat ve kalite açısından müşterinin istediği zamanda, daha az kaynak harcayarak (emek ve zaman gibi) üretebilmek ve müşteri için bir değer teşkil eden faaliyetlere odaklanabilmektir. Bunlar bir bütündür. Yalın Üretimin amaçlarını bir yapboza benzetebiliriz. İçlerinden birinin eksik olması başarının sağlanamayacağı veya Yalın Üretimin faydalarından yeterince yararlanılamayacağı anlamına gelmektedir. Yalın Üretim, pazardan gelebilecek hedefleri anında karşılayabilmek için tepe yönetiminden işçisine ve yan sanayicisine kadar herkesin çalışmasını bir bütün olarak değerlendirir. Yalın Üretim ve seri üretim arasında fark vardır. Seri üretimde belirli bir kota vardır ve o doldurulmaya çalışılır, ürünlerin kusurlu olup olmaması, bozuk ürün gibi kavramlar 2. plandadır. Oysaki Yalın Üretimde kesin olarak kusursuzluk hedef alınmıştır. Devamlı düşen maliyetler, sıfır bozuk mal, sıfır stok ve sonu gelmeyen ürün çeşitliliği gibi. Yalın üretici dediğimiz bu kitle hedefe ulaşmak için sürekli mükemmellik arayışı içindedir.

Yalın Üretimin Amaçları

Sıfır hata ile üretimi gerçekleştirebilmek, maliyetleri azaltmak, müşteri isteklerini istediği an ve miktarda karşılamak, stok fazlası bulundurmamak, israfları ortadan kaldırarak sürekli bir iyileştirme hali içerisinde olmaktır. Yalın Üretim sistemli, düzenli ve disiplinli bir şekilde sürekli olarak gerçekleştirilmeye devam edilmelidir. Bir kez gerçekleştirilip kar oranı arttıktan sonra vazgeçilmesi, uygulanmaması sizi başladığınız noktaya geri götürecektir.

Bir işletmeyi yalın bir işletme yapan temel ilkeler şunlardır;

  • Değer: Değer, müşteri tarafından tanımlanır. Müşterinin gözünde değer kabul edilmeyen her faaliyet israftır.
  • Değer akımı: İkinci adım değer akımının analiz edilmesidir. Sürecin tüm adımları hammaddeden ürüne kadar tanımlanır. Böylece süreçte yer alan israflar ortaya çıkartılmış olur.
  • Akış: Müşterinin tanımladığı değeri, istenen kalitede ve zamanda, en ucuza üretmek için tanımlanan israfların ortadan kaldırılarak kesintisiz akışın sağlanmasıdır.
  • Çekme: Bu aşama, müşterinin ürünü/hizmeti istediği zaman almasına olanak vermekte ve müşteri talebi olmadan üretim yapılmamasını sağlamaktadır.
  • Mükemmellik: Sistem sürekli iyileştirilerek mükemmel bir hale getirilmesi hedeflenir.

 

 YALIN ÜRETİM YÖNTEMLERİ

Kanban Sistemi: Japonca’da kanban kelimesi sinyal veya işaret kelimesinin Japonca karşılığıdır. Toyota’nın üretim verimliliğini artırmak amacıyla Taiichi Ohno tarafından geliştirilmiştir. Yalın Üretimin temel ilkelerinden biri israfın olmamasıydı demiştik. Kanban sistemindeki amaç da tüm üretim aşamalarının ya da üretim istasyonlarının gereksiz üretim yapmalarını önlemektir bu amaca ulaşmak için de her bir üretim istasyonunun kendisinden bir sonraki istasyonun hemen işleme geçirebileceği miktarda parçayı tam zamanında üretmesi ilkesine göre çalışılır.

5S (5 Adım): Çalışma alanın temiz, düzenli ve amaca uygun bir hale getirilmesi için uygulanan bir toplam kalite tekniğidir. Aynı zamanda toplam üretken bakımın başarı şartlarından biri de temiz, düzenli ve bakımlı bir ortamda çalışmaktır. Bahsedilen çalışma alanı; üretim sahası, atölye, ambar, ofis gibi alanlardır. 5S, “S” ile başlayan 5 Japonca kelimenin bir arada ifade edilmesidir;

SEIRI (Sınıflandırma), SEITON (Düzenleme), SEISO (Temizlik), SEIKETSU (Standartlaşma), SHITSUKE (Eğitim ve Disiplin) sözlükleridir.

Kaizen: Belirli bir zaman diliminde müşteri memnuniyetinin arttırılması ve rekabet güçlerinin etkilenmesi amacıyla süreçlere yönelik, çalışan, süreç, zaman ve teknolojide yavaş yavaş; fakat çok sayıda hızlı bir gelişme sağlamayı ve maliyetlerde bir düşmeyi ifade eden bir kavramdır. Japonca bir birleşik sözcük olan Kaizen’i oluşturan sözcüklerden Kai değişim, Zen ise daha iyi anlamına gelmektedir. Bu iki sözcüğün birleşmesi ile oluşan Kaizen “herkesi kapsayan sürekli iyileştirme” anlamına gelmektedir.

SMED (Model dönüş sürelerinin kısaltılması): Yalın Üretim dönüş süresi (MDS), bir partinin son parçasının üretimi ile bir sonraki partinin ilk hatasız parçasının üretimi arasında geçen süredir. MDS parça, alet, aparatın toparlanması, parçaların değiştirilmesi, yerleştirilme, ayarlama unsurlarından oluşur. Bir kalıptan diğer bir kalıba geçiş sürecinde, makina durduğu zaman yapılan işlerle, makina çalışırken yapılan işleri saptayıp, mümkün olduğunca çok işi makina çalışırken gerçekleştirmeye yönelmektir. Bu yolla zamandan %30-50 arasında tasarruf sağlanabilmektedir.

Poka – Yoke: Unutkanlık, dikkatsizlik, yanlış anlama, konsantrasyon eksikliği, standartların eksikliği, tecrübesizlik, boş vermek, sabotaj vs. insan faktörlerinden kaynaklanan durumlara karşı çeşitli, hata yapmayı önleyici ve yardımcı araç ve stratejileri kullanarak ancak daha fazla kontrol elemanına gerek duymadan, sıfır hatalı üretime ulaşmayı amaçlar.

Kalite Çemberleri: Katılımı teşvik edici bir yönetim tekniği ve insan kaynağı geliştirme aracı olan kalite çemberlerinin çok yaygın kullanım alanları bulunmaktadır. Çalışanların yaptıkları işlerinden tatmin olmalarını sağlayarak ve grup karar verme sürecini işletip örgütün verimliliğini maksimize ederek, kalitenin sürekli gelişmesinde bir katalizör görevi almaktadır. Çember çalışmaları, yönetim ve iş gören arasında iyi ilişkiler kurulmasında oldukça etkilidir.

Just In Time (JIT): İhtiyaç duyulan ürünün, en az miktarda malzeme, donanım, iş gücü ve alan kullanarak, ihtiyaç duyulan zamanda, ihtiyaç duyulan miktar kadar üretme tekniğine Just In Time (Tam Zamanında Üretim) denir. Bu sistemde hammadde, iş gücü, ekipman ve para gibi girdiler en uygun gereklilik düzeyinde kullanılır. Üretim sonucunda istenilen ürün, istenilen zamanda fazla nakliye ve maliyet harcamadan müşteriye ulaştırmak bu sistemin kurgulanış amacını ortaya koyar.

Tam zamanında üretim sisteminin ana hedefi üretimde engel teşkil eden, gereksiz maliyetler oluşturan ve zamanın çalan her türlü aşamayı ortadan kaldırmaktır. Sonuçta müşteri, tedarikçinin üretim sürecinden kaynaklanan bir hata yüzünden alacağı ürün için fazla maliyet ödemek istemez. Ayrıca bu engeller tedarikçinin piyasada da rekabet gücünü azaltır. Bu sisteminin önceki uygulamalara engel olma ve silme gibi bir işlevi yoktur.

Tedarikçi Zincirinin Entegrasyonu: Tedarik zincirinin performansı, firmanın rekabet performansını direkt olarak etkileyecek önemli etmenlerden biridir. Bu nedenle başarılı bir tedarik zinciri stratejisi belirsizlik ortamında firmanın vaatlerini yerine getirmesini sağlayarak müşteriye güven vermesinin yanı sıra, maliyetlerin düşmesini sağlayarak firmanın kar payının artmasını da sağlar. TZE, günümüzün en önemli tedarik zinciri stratejilerinden biridir ve genel olarak tedarik zinciri elemanlarının özellikle ara birimlerde bir bütün gibi davranmaya ne kadar yakın olduklarını belirtmek için kullanılmaktadır.

Jıdoka (Otonomasyon): Bu işlemde üretim kalitesi arttırılır, hurda oranı ve dolayısıyla israf azalır. Verimlilik arttırılarak, Tam Zamanında Üretimine uyum sağlanır.

Eş Zamanlı Mühendislik: Eşzamanlı mühendislik, ürünler ve buna bağlı işlemlerin bütünleşik ve eşzamanlı dizaynlarına sistematik bir yaklaşımdır. Bunun yanında imalat, mal temini, süreklilik, muayene, güvenlik, insan faktörü, güvenilirlik gibi faktörleri de içerir. Eş zamanlı mühendisliğin amacı ürün dizaynı ve imalatını müşterinin istekleriyle tam olarak uyuşturabilmektir.

Toplam Kalite Kontrolü: Firmanın bütün bölümlerinin ve çalışanlarının katıldığı kalite kontrol esas olmakla birlikte maliyet kontrolü, miktar kontrolü ve teslim tarihi kontrolünü de içermektedir. Kalite kontrol, maliyet kontrolü ve miktar kontrolü birbirinden bağımsız yapılamaz. Bunun sebebi, kalite kontrol yürütülürken, maliyet bilinmediği sürece kalite planlaması ve tasarım yapılamamasıdır.

Kooperasyon: Kooperasyon, iş birliği manasında kullanılmaktadır. Kooperasyon karşılıklı iletişim halinde olunması, yönetimden çalışanlara kadar herkesin birbiriyle rahatlıkla iletişime geçebilmesi, bir soru sorulduğunda anlamlı bir cevap alınması ve iletişimin sürdürülmesidir.

Toplam Üretken Bakım (TPM): Üretimde kullanılan ekipmanın tüm ömrü boyunca verimli ve etkin bir şekilde çalışması için gösterilen çabaları içerir.

 

Yalın Üretimde Yapılan Bazı İsraflar:

Hatalı Üretim: Hatalı üretim yapmak ve ürünün tamirini yapmak israftır.

Fazla Üretim: Gereğinden fazla veya erken üretim yapmak israftır.

Fazla Stok: İş için gereğinden fazla elde tutulan her şey israftır.

Bekleme: Makinanın işlemini bitirmesini beklemek veya tamir için beklemek israftır.

Gereksiz İşler: Katma değer yaratmayan iş adımları veya müşteriye değer katmayan işlemler israftır.

Gereksiz Taşıma: Gereksiz ekipman, hammadde ve mamul taşımaları israftır.

Gereksiz hareketler: İyi organize edilmemiş iş ortamı nedeniyle oluşan gereksiz hareketler israftır.

Yani Yalın Üretim yapısında hiçbir gereksiz unsur taşımayan ve hata, maliyet, stok, işçilik, geliştirme süreci, müşteri memnuniyetsizliği gibi unsurların en aza indirgendiği üretim sistemidir. “Yalın Üretim” ilk kez Toyota fabrikalarında ortaya çıkmıştır.

Yalın Altı Sigma metodolojisi üretim, tasarım, satış, pazarlama, servis gibi tüm iş alanlarında kolaylıkla uygulanabilir. En önemli faydaları şunlardır:

Kaliteyi artırmak, şirketi daha karlı hale getirmek, teslimat süresini kısaltmak, stok seviyesini azaltmak, müşteri memnuniyetini arttırmak, pazar payını arttırmak, üretim maliyetini düşürmek, daha güçlü ve sağlam tasarımlar. Karar verme, problem çözme, ekip çalışması gibi iş yeteneklerini geliştirmek, işyerini daha iyi ve kaliteli hale getirmek, büyük miktarda gereksiz öğeden kurtulmak gibi pek çok fayda sağlamaktadır. Öyle ki Dünya’da ve Türkiye’de pek çok firma Yalın Üretim sistemini kullanmaktadır. Elde edilen kazançlar için birkaç örnek verebiliriz. Porsche otomobil şirketi 293 milyon mark zarardan 2 milyon mark kara geçti. Lockheed Martin şirketi, 1998’den beri yaptığı Yalın Altı Sigma projeleriyle üç milyar doların üzerinde, Türk sermayeli olan Beko 1998 yılında bir televizyon üretimi için gerekli işçilik 1.72 saat iken uygulama sonrası aynı süre 0.85 saate düşürdü ve mali olarak da 2,2 milyon dolar kazanç elde etti.

Yalın Altı Sigma, işe müşterilerden başladığı ve müşteri odaklı olduğu için asıl başarıyı yakalamaktadır. Müşterinin istekleri zamanla değişebilir, bunun farkında olan sistem bu yüzden sürekli iyileştirmeyi, daha iyi olmayı hedefler. Müşterilerinin ihtiyaçlarına uymayan her şeyi ortadan kaldırmak en önemli amaçlardan biridir.

Yalın Üretim sisteminde müşteri ihtiyaçlarını karşılamayan şeylere hata adı verilir. Bu nedenle “Müşterinin Ses”’ni dinlemek son derece önemlidir. Başka bir önemli konu da ürün, hizmet ve süreçlerdeki sürekliliktir. İstedikleri şey bir gün verilip bir gün verilemiyorsa bu da önemli bir sorundur ve başarı sağlanamaz.

Yalın Üretim Sisteminin Amaçları:

  • Üretim sürecindeki stokları en aza indirgemek
  • Süreç stoklarındaki üretim miktarlarını azaltmak
  • Üretimdeki dengesizliği en aza indirgemek
  • Kusurlu parça ve ürün sayısını azaltmak
  • En önemli amacı israf olarak gördüğü her şeyi ortadan kaldırmaktır.

 

Stratejik Yönetim

Bir organizasyonun temel amaçlarının ve hedeflerinin belirlenmesi ve bu amaçlara ulaşabilmek için gerekli kaynakların tahsis edilerek onların kullanımında kabul edilen yollara denilir. Tepe yönetim, kuruluşun gelecekte ulaşmak istediği yeri (Vizyon) ve varoluş nedenini (Misyon) belirlemelidir.  Yönetim ayrıca, kuruluşu vizyonuna ulaştırmak için kısa ve orta vade hedeflerini ve farklı konulardaki niyetini ve yaklaşımlarını (Politikalar) belirlemelidir. Belirlenen Vizyon, Misyon, Hedefler ve Politikalar çalışanlar ile paylaşarak doğru algılanması sağlamalıdır.

Stratejik yönetim son derece önemlidir çünkü yapılan araştırmalar göstermiştir ki strateji yönetimini ve kavramalarını öğrenen ve kullanan firmalar pazarda daha başarılı ve karlı olmaktadır.

Yalın Üretim sistemine ihtiyaç duyup duymadığınızı şu şekilde anlayabilirsiniz: Siparişler zamanında yetişmiyor, yeterince satışınız yok ise, kar marjınız sürekli düşüyorsa, maliyetleriniz yüksekse, stok fazlalığınız var ise, müşterileriniz sürekli siparişini değiştiriyorsa, hatalı ürünler, müşteri iadeleri gibi sorunlarla karşılaşıyorsanız sizlerin de Yalın Üretim sistemi ile tanışma zamanınız geldi demektir.

Yalın Altı Sigma Eğitim Programları- Kara Kuşak Eğitimi

Yalın Altı Sigma Eğitim Programları- Kara Kuşak Eğitimi

Dünyada ve Türkiye’de bütün firmaların hızla benimsediği Yalın 6 Sigma geçmişten beri pek çok kurumun zirveyi görmesini sağladı. Yabancı firmalardan Motorola,  General Electric,  Samsung Electronics,  American Express gibi Türkiye’de Borusan ve Arçelik gibi Altı Sigma’yı uygulayan şirketler milyonlarca hatta milyarlarca dolar tasarruf sağlamış, üretkenlik, verimlilik, etkinlik, kalite ve müşteri tatmininde gözle görülür şekilde artışlar yaşamışlardır. Ayrıca Yalın Altı Sigma yalnız büyük şirketlerde değil küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde de büyük başarılar sağlamaktadır. Gelişim, değişim ve dönüşümü odağına alan yapılar yönetici ve liderlerin önlerindeki en büyük problem “nasıl başarılı olunacağı?” değil “nasıl başarılı kalınacağı?” oldu. Müşteri beklentileri, teknoloji ve mali şartlardaki ve rekabet ortamındaki hızlı değişimlerin yarattığı belirsizlik, işletme yönetimini bir şans oyunu haline getirmiştir. Bu zorlu süreçte onlara doğru rehberlik eden Yalın Altı Sigma sistemi olmuştur.

Yalın Altı Sigma, üretimden dağıtıma ve ürünün tüketici ile buluşmasına kadar bütün iş süreçlerinin sorgulanarak iyileştirilmesini sağlayan bir yönetim uygulamasıdır. Hedefi, hata oranını sıfıra indirmek, verimliliği yükseltmek, tüm iş süreçlerini mükemmelleştirmek ve müşteri memnuniyetini sürekli arttırmaktır. Yalın 6 Sigma metodolojisi hataları tespit etmek ve düzeltmekle yetinmeyip, iş sürecinin hata yapmayacak şekilde yeniden yapılandırılması esasına dayanır.

 Yalın 6 Sigma Nedir?

İlk kez 1984 yılında uygulanmaya başlayan, 6 Sigma “Sıfır Hata”yı temsil ediyor. Bu nedenle tüm iş süreçlerinde, hataya yol açabilecek koşulların ortadan kaldırılmasına odaklanılıyor. İş süreçlerini, en baştan hata yapmayacak şekilde düzenleme sistemini öngörüyor. Yunan alfabesinde S harfini temsil eden Sigma, “Standart Sapma”yı ifade etmektedir. 6 rakamı ise, hedeflenen mükemmelliğin “Sigma” seviyesini tanımlıyor. 6 Sigma hata oranındaki minimal azalmanın müşteri memnuniyeti üzerinde ne kadar büyük bir etkisi olduğunu gösteriyor. Kısacası 6 Sigma bir yönetim stratejisidir.

Yalın Altı Sigma Model’ini uygulayan şirketlerde verimsizlik yaratan ve sigma seviyesinin düşmesine neden olan problemler yakından incelenir, sorunun kaynağına inilerek en kısa sürede kalıcı çözümler bulunur. Yalın Altı Sigma Modeli, maliyetlerde ve hata oranında azalma, verim, pazar payı, müşteri ve çalışanların memnuniyetinde artış, kurum kültüründe olumlu değişim gibi konularda firmalara faydalar sağlamaktadır. Yalın Altı Sigma uygulayan firmalar, ürün ve hizmetlerindeki hata oranını mümkün olan en düşük düzeye indirebilmektedir. Yalın Altı Sigma, kusur ve hataları en aza indirebilmek ve sıfır hataya yakın kalite düzeyini gerçekleştirebilmek için işletmelerin dikkatle uygulaması gereken, tüm dünyada geçerliliği defalarca kanıtlanmış bir yaklaşımdır. Yalın Altı Sigma, iş performansının ve müşteri memnuniyet seviyesinin sürekli olarak artırılması için iş süreçlerinin iyileştirilmesi ve yeniden tasarlanması düşüncesine dayanan ve mükemmele yakın bir seviyeye ulaşmayı hedefleyen bir yaklaşımdır.

Yalın Altı Sigma felsefesi, meydana gelen hataların ve maliyetlerin azaltılması, iş süreçlerinin iyileştirilmesi, müşteri memnuniyet seviyesinin, firma prestijinin ve personel yetkinliğinin artması gibi birçok amacı içermektedir. Altı Sigma uygulama süreci sonucunda, olası sorun ve hatalar ortaya çıkarılmakta, bunlar düzeltilerek sürecin en kusursuz biçimini alması için gayret gösterilmektedir. Hataların sıfıra indirilmesini amaçlayan Yalın Altı Sigma metodolojisi, problemlerin temel nedenlerini bulmak ve verilerle doğrulamak için istatistiksel araçlardan yararlanır. İşletmeye ait ürünlerin, hizmetlerin ve iş süreçlerinin ne kadar iyi olduğuna dair bilgi veren Yalın Altı Sigma istatistiksel bir ölçüm tekniği olup sürecin sıfır hatalı konumdan ne kadar saptığını gösterir.

Kendisinden önceki pek çok müşteri odaklı yöntemleri ve problem çözme tekniklerini içinde barındırması, birçok tekniğin sadece vaat ettiği noktalara ulaşmayı sağlayan ve istatistik bilimini temel alan bir yöntem olmasıdır. Yalın Altı Sigma metodolojisinin en önemli kriterlerinden biri de, kritik müşteri beklentilerinin karşılanmasıdır. İş dünyasında rekabetin şartı müşterilerin ihtiyaçlarını doğru tespit etmekten, bu ihtiyaçları rakiplerden çok daha hızlı, kaliteli aynı zamanda da daha ekonomik şekilde karşılamaktan geçiyor. Yalın Altı Sigma sistemi de bu amacı engelleyen her şeyi problem olarak görüyor.

Yalın 6 Sigma’nın neredeyse sonsuz faydaları vardır. Bazı faydalarına göz atalım.

  • Üretkenlik ve pazar payınızı arttırır.
  • Maliyetlerinizi düşürür.
  • Hata payını sıfıra indirmeye çalışır.
  • Başarı grafiğini yükseltir.
  • İşletmedeki iyileştirmeyi hızlandırır.
  • Firmanızın kalite ve güvenilirliğini arttırır.
  • Çalışan her personel için performans hedefi belirler.
  • Müşteri memnuniyetini arttırır.

Yalın Altı Sigma yaklaşımında, mükemmele ulaşma, sıfır hatayı yakalama, süreç iyileştirme ve müşteri tatmini sağlama gibi hedeflere ulaşılmaya çalışılır. Altı Sigmada sıfır hatayı hedefleyen sürekli iyileştirmenin esas alındığı somut anlamda ticari kazançlar sağlayan proje temelli bir yaklaşımdır. Başarılı bir Yalın Altı Sigma uygulaması için bu projelerde çalışan takım iş görenlerinin görev ve sorumluluklarının belirlenmesi gerekir. Yalın Altı Sigma uygulamaları ile başarı elde etmek için iş görenlerin sahip olması gereken roller ve sorumluluklar uzak doğudaki sporlarda olduğu gibi kuşak rengine göre tanımlanmıştır. Örneğin Beyaz Kuşak karatede yeni başlayanları temsil etmekte, Sarı Kuşak daha olası teknik ve yöntemleri kabul etmeye açık hale geldiğini göstermekte, Yeşil Kuşak orta seviye öğrencilere verilmekte, Kara Kuşak da onu takan kişinin tüm becerilerde ustalaştığını göstermektedir. Yani kuşak renkleri deneyim ve uzmanlık seviyesini belirten bir araçtır.

 

Altı Sigma, beş adımlı problem çözme yaklaşımı kullanır: Tanımla-Ölç-Analiz Et- İyileştir -Kontrol Et (DMAIC) DMAIC tasarlanmış deneyleri, süreç yetenek analizini, ölçüm sistemleri analizini, yetenek çalışmalarını ve diğer birçok temel istatistiksel bilgiyi kullanır. DMAIC yaklaşımı, süreçleri iyileştirmek için kullanılmaktadır.

DMAIC ya da TÖAİK diyebileceğimiz bu yaklaşım kısaca şu şekilde açıklanmaktadır:

T hedeflerini belirle

Ö Mevcut sistemi ölç

A Sistemin veya sürecin mevcut performansı ile istenen hedef arasındaki boşluğu ortadan kaldırmanın yollarını belirlemek için sistemi analiz et.

İ Sistemi iyileştir.

K Yeni sistemi kontrol et şeklindedir.

 

Yalın Altı Sigma sisteminde görev ve sorumluluklar kuşaklara ayrılmıştı ve bu kuşaklar karatedeki kuşaklar gibi isimlendirildi demiştik. Bunlar şu şekildedir:

Üst Kalite Konseyi: Altı Sigma uygulamalarının kapsamını belirlemek, Altı Sigma organizasyonunu ve bu organizasyonda yer alan kişilerin yetki ve görevlerini belirlemek, Kara kuşak projelerinde ekip üyesi olarak destek verebilmek, Ekip çalışmalarının dokümantasyonunu sağlamak, Proje bitiminde projenin proje sahibine teslimini sağlamak Proje kapatma onayından sonra proje raporunu hazırlayıp Sponsora teslim etmek, Proje zaman planlarına uymak gibi görev ve sorumlulukları vardır.

 

Şampiyon (sponsor): Yalın Altı Sigma vizyonunu belirlemek, Yalın Altı Sigma’nın yayılımından ve uygulanmasından sorumlu olmak, proje önceliklerini belirlemek, ekiplerin önüne çıkan engelleri kaldırmak ile görevli olan kişilerdir.

 

Uzman Kara Kuşak: Uzman Kara Kuşaklar, Yalın Altı Sigma’nın mantığını, amaçlarını, kapsamını ve uygulamasını derinliğini kavramış ve Yalın Altı Sigma ile ilgili her konuda en üst düzey teknik bilgiye sahip olan kişilerdir. Bir danışman gibi diğer ekip üyelerine öncülük etmektedirler. Uzman Kara Kuşaklar, temel Kara Kuşak eğitimlerini tamamlamış ve birçok kez projeler içinde yer almıştır. Böylece projelerin yönünü saptamada ve sonuçların ortaya konmasında uzmanlaşmışlardır. Başlıca görevleri şu şekildedir: Projeyi yürütecek takıma her konuda teknik destek sağlamak, şampiyonlara projelerin tamamlanma sürelerinin belirlenmesinde yardımcı olmak, projelerden elde edilen sonuçları yönetim temsilcisi için bir araya getirmek ve özetlemek, Yalın Altı Sigma konusunda çalışanlara eğitim vermek, çalışanları bilgilendirmek ve Yalın Altı Sigma’nın organizasyon çapında benimsenmesine katkı sağlamak, Kara Kuşakların eğitimine sertifikalandırılmasına olanak sağlamak, proje çalışmalarında Yeşil Kuşak ve Kara Kuşağa danışmanlık yapmak gibi görevleri vardır. Uzman Kara Kuşak olabilmek için Kara Kuşak sertifikasına sahip olmak, başarılı Kara Kuşak projeleri yapmak, Kara Kuşak eğitimlerinde ve danışmanlıklarında görev alarak eğitimcinin eğitim süresini tamamlamak gerekmektedir. Uzman Kara Kuşaklar bu eğitimlerin haricinde ileri istatistik, liderlik, sunuş teknikleri, eğitmenlik, iletişim, zaman yönetimi gibi eğitimleri de alırlar.

 

Kara Kuşak (ekip lideri): Değişimi yönetmek, proje çalışmalarında en etkin araçları seçerek bu konuda takımı eğitmek, proje detaylarını geliştirmek gibi görevleri vardır.

Yeşil Kuşak (ekip elemanları): Projenin fonksiyonel alanlarında faaliyet göstermek, projelerin uygulanması sırasında Yalın Altı Sigma tekniklerinin öğrenilmesi ve kullanılmasını sağlamakla görevlidirler.

 

Kara Kuşak

Yalın Altı Sigma’da önemli bir yere sahip olan Kara Kuşaklar, ekip liderleridirler. Başarı için kritik role sahiptirler. Kara Kuşaklar, içerik olarak oldukça yoğun bir eğitimden geçerek bu göreve hazırlanırlar. Proje yöneticisi olarak görevlendirilen Kara Kuşak adayları, aldıkları eğitimlere paralel olarak proje hedeflerine ulaşmak için Yalın Altı Sigma araçlarını kullanırlar ve başarılı olabilmeleri için proje hedeflerine ulaşmaları gerekir.

Kara Kuşaklar, kuruluşun performansını olumsuz etkileyen öncelikli problemleri bir daha ortaya çıkmayacak şekilde çözmeye odaklı çalışmalar yürütürler. Yalın Altı Sigma uygulayan şirketler milyonlarca dolar tasarruf sağlamış, üretkenlik, verimlilik, etkinlik, kalite ve müşteri memnuniyetinde dikkat çekici artışlar yaşamışlardır. Toplam Kalite Yönetimi yaklaşımının dünyada ulaştığı en son aşama olarak kabul edilen Yalın Altı Sigma’yı başarıyla uygulayıp iş süreçlerini daha kusursuz hale getiren firmalar vardır. Bunlara Arçelik, Borusan, TEI örnek verilebilir. Yalın Altı Sigma metodu Türkiye’de ilk kez 1995’de Eskişehir’de savunma sanayine yönelik üretim yapan TEI  (Tusaş Engine Industries)  tarafından uygulamaya koyuldu.

Liderliği ve performansı temel alan Yalın Altı Sigma, sadece büyük şirketlerin değil, küçük ve orta ölçekli işletmelerin de başarıyla uygulayabileceği bir sistemdir. Yalın Altı Sigma uygulamalarının sektör ya da bölüm sınırlaması da yoktur. Mükemmel olmayı hedefleyen bir kalite ölçümü olan Yalın Altı Sigma’yı isteyen herkesin firmasında uygulayabileceğini ve firmanızın sonsuza dek değişebileceğini de unutmamak gerekir. Yalın Altı Sigma, şirketin kritik süreçlerindeki sorunların çözümüne ve performansın yükseltilmesine odaklanan projeler ile uygulanır. Bu metodoloji kapsamında, şirketin stratejik hedeflerine hizmet edecek projeler parasal hedefleri ile birlikte belirlenir. Tamamlanan projelerin getirileri, şirket kârının artırılmasını sağlamaktadır.

 

Kara Kuşaklar takımının lideri oldukları için projelerinin seçimi, yürütülmesi ve elde edilecek sonuçlardan birinci derecede sorumludurlar. Kara Kuşaklar, Altı Sigma araçlarını etkin bir şekilde kullanarak, işletme sorunlarına hızlı ve kalıcı çözümler getirebilecek yeterlilikte olmalıdırlar. Bir Altı Sigma Kara Kuşağın rolü, Yalın Altı Sigma yöntemleri alanında tekniksel uzmanlığıdır. Bu uzmanlık, Kara Kuşağa karmaşık müşteri ihtiyaçlarını ve onları elde etmek için tasarlanan kritik bağı anlamasını sağlamalıdır. Kara Kuşakların sadece analitik, istatistiksel ve problem çözme tekniklerinde uzman olmaları yetmez, onlar ayrıca değişim temsilciliği görevini yürütmelidirler. Birer problem çözme ve veriye dayalı karar verme üstadı olarak yetiştirilen Kara Kuşaklar üstün problem çözme yetenekleri ve bilgileri sayesinde aynı zamanda geleceğin yöneticileri ve değişim yönetiminin mihenk taşlarıdırlar. Sizler de problemleri doğru olarak teşhis edebilmek, çözüm kaynaklarımızı en etkin şekilde kullanabilmek ve her firma gibi şirketinizin verimliliklerini ve kârlılıklarını artırmak istiyorsanız sizlere en doğru şekilde rehberlik edebilecek Matris Danışmanlık ile bunu gerçekleştirebilirsiniz. Unutmamak gerekir ki Yalın Altı Sigma kuruluşları geleceğe taşıyan en etkili sistemdir ve başarı tesadüf değil doğru ve disiplinli çalışmanın bir ürünüdür. Matris Danışmanlık sizlere İstatistiksel düşünme, disiplin, problemleri çözebilme, zaman yönetimi gibi pek çok eğitimi vererek verimliliğinizi ve kârınızı arttırmanızı sağlayacaktır.

Yalın Altı Sigma Eğitim Programları – Yeşil Kuşak Eğitimi

Yalın Altı Sigma Eğitim Programları – Yeşil Kuşak Eğitimi

Her işletme daha fazla müşteri kazanmak, mal ve hizmet satışlarını, dolayısıyla da karlarını artırmak ister, bu geçmişten beri gelen bir yarış halidir. Rekabetin daha da yüksek olduğu günümüzde piyasada yer almayı ve daha fazla kar etmeyi herkes ister. Günümüzdeki piyasa devlerinin nasıl böyle yükseldiğini düşünüp bizler de onlar arasında yer almayı isteriz. Peki, bu şirketler nasıl zirvede yer almayı başardılar, neleri doğru yaptılar hiç düşündünüz mü? Her şey bir sistemin ürünüdür. İç içe geçmiş çarklar gibi hepsi birbirini etkiler. Bir sorun diğer çarkları da etkiler ya bir anda sitemi çökertir ya da yavaş yavaş sisteme zarar verir.

Yalın Altı Sigma da çarktaki sorunları görmemizi, bozulan süreçleri iyileştirmemizi ve sürekli daha iyi hale nasıl gelebilirizi düşünmemizi sağlayan bir sistemdir. Bu sistemde sürekli iyileştirme, israfın belirlenmesi ve yok edilmesi anlamına gelmektedir. Yalın sistematik bir yaklaşımdır ve amaç maliyetlerin en aza indirilmesidir. Sigma da mükemmele yakın demektir matematikten gelen bir semboldür. Altı Sigma dediğimiz kavram ise hataların azaltılması ile kalitenin iyileştirilmesine odaklanan, ölçümü esas alan bir yöntemdir.  Yalın Altı Sigma da bu iki yöntemin dengeli bir biçimde bir araya getirilmesi ile oluşmaktadır.

Bütün firmaların asıl amacı kar etmektir. Bu kavramı ortaya çıkaran Motorola şirketinin de asıl amacı buydu. Motorola 1900’lü yıllarda zarar etmekteydi, kar oranları oldukça düşüktü. Bu durumu değiştirebilmek için büyük çaba sarf ederek 1985 yılında Yalın Altı Sigma denilen sistemi başlattılar. Bu sistem günümüzdeki son halini bir anda almadı, Motorola’nın ortaya attığı sistem pek çok şirket tarafından da üzerine konularak günümüzdeki şeklini aldı. Motorola mevcut problemlerin sistematik biçimde çözülmesini sağlayan Altı Sigma yönetim sistemi pek çok firmada uygulanarak büyük kârlar elde edilmesini sağlayarak kendisini kanıtladı. Atı yıl gibi bir sürede göz ardı edilemeyecek kadar tasarruf sağladı. Üretimde 4 milyar dolar maliyet tasarrufu sağladı ve üretkenliğini ikiye katladı. Üç yıldan az bir sürede kar payları %10’dan %16,7’ye yükseldi. Bu da diğer şirketlerin de dikkatini çekmiş ve pek çok şirket bu sistemi örnek almış, rakipleri arasında yer edinebilmişlerdir. Peki, nedir bu sistem, bize ne faydası vardır, biz bu sistemin neresindeyiz? İsterseniz karlılığa etkisi yüksek olan Yalın Altı Sigma sistemini yakından inceleyelim:

Yalın Altı Sigmanın amacı müşteri memnuniyetini arttırmaktır. Bunu sağlamanın yolu da hataları azaltarak ya da ortadan kaldırmakla mümkündür. Hataların ortadan kaldırılması hem müşteri memnuniyeti demek hem de karlılığın artması anlamına gelmektedir.

Yalın Altı Sigmanın şirketinize Faydaları ise neredeyse sonsuzdur, bu faydalara beraber göz atalım. En büyük faydası ise elbette ki finansal getirileridir. Bunun dışında:

  1. Sürekli Başarı Oluşturur. Yani parasal yönden şirketiniz büyüdüğü gibi pazar piyasasına da yön vermeye başlarsınız.

2.Tüm çalışanlar arasında en alt kademeden en üst kademeye kadar herkes için bir performans hedefi oluşturur. Herkesin ortak amacı müşteriye doğru kalitede ürünün, hizmetin veya bilginin ulaştırılmasıdır.

3.Sistemde amaç sürekli bir geliştirme, yenileştirme olduğu için birimleri, bütün operasyonlara müşteri odaklı bakış ve maliyetleri düşürmeyle neredeyse sıfır hata oluşturacak performansı geliştirmeye zorlar.

  1. İyileştirme oranını hızlandırır. Şirketteki eksikler, hatalar bir an önce giderilmeye başlanır.
  2. Tüm çalışanların performans seviyesinin değerlendirilmesi ve gelecek için hedeflerinin konulmasına odaklanmıştır.
  3. Yeni fikirlerin bütün organizasyon boyunca yayılmasını teşvik eder ve hızlandırır.
  4. Stratejik değişimi tamamlar, şirkete uzun vadeleri hedefler koydurtarak; stratejik hedeflerin desteklenmesini sağlar.

altı sigma organizasyonu

 

Üst Kalite Konseyi, Şampiyon, Uzman Kara Kuşaklar, Kara Kuşaklar ve Yeşil Kuşaklar gibi farklı isimlerle bilinen, ölçüm ve iyileştirme uzmanlarından oluşan bir ekibin oluşturulmasıdır. Başarısı herkesin oynayacağı rolün çok iyi belirlenmesine bağlıdır. Yalın Altı Sigma organizasyonlarında tüm personele aldıkları eğitimin türüne göre farklı unvan, yetki ve sorumluluklar verilir. Bazı şirketler genel kabul gören unvanlara sarı, mavi vb. kuşaklar eklerken, bazıları ise birkaç kuşakla yetinmektedir.

 

YALIN ALTI SİGMA’DA ROLLER VE SORUMLULUKLAR

Üst Kalite Konseyi: Yalın Altı Sigma uygulamalarının alanını belirlemek, Yalın Altı Sigma organizasyonunu ve bu organizasyonda yer alan kişilerin yetki, sorumluluk ve görevlerini belirlemek, Yalın Altı Sigma uygulamalarının kapsamını değişen ihtiyaçlara ve işletmenin Altı Sigma konusunda ulaştığı olgunluk düzeyine göre genişletmek ve organizasyon yapısında buna uygun düzenlemeler yapmak, Yalın Altı Sigma projeleri için gerekli kaynakları sağlamak, proje takımlarının karşılaştıkları büyük problemleri çözümlemek, projeleri takip etmek ve gerektiği durumlarda müdahalelerde bulunmak, elde edilen olumlu sonuçları ve iyi uygulamaların tüm şirkette yaygınlaşmasını sağlamak. Yani kısaca görevi, müşterinin ihtiyaçlarını tespit etmek ve organizasyonun operasyonel verimini arttırmaktır.

 

Şampiyon: Şampiyonlar orta ve üst kademe yöneticilerden seçilirler. Şampiyon proje geliştirme takımına projelerinde rehberlik eden kişidir. Problemi tespit etme, çözümleme ve daha iyi hale getirme sürecinde bir takım engeller ile karşılaşabilir bu gibi durumlarda şampiyon müdahale eder ancak takıma kendi düşündüklerini uygulatmaktan kaçınır, daha çok ekipteki diğer kişilerin de doğru sonuca ulaşmasını teşvik ederek sorunu halletmeye çalışır. Geliştirme projeleri için amaçları belirler ve işleri önceliklerine göre sıralarlar. Proje kapsamı belirlerken, değişiklikler yapılmasında açık olmalıdır. Takımın ihtiyacı olduğunda takıma koçluk etmelidirler ve takım için zaman, destek, para kaynaklarını sağlamalıdırlar. Takımın bulduğu çözümün diğer yöneticiler tarafından sorunsuz uygulanmasını sağlarlar. Organizasyonun gelişmesini sürekli kılmaları gerekmektedir. Yalın Altı Sigma takımlarının olmasının temel amacı işi en iyi şekilde yönetmenin yolunu öğrenmektir. Bu öğrenme ve ilerleme organizasyonun diğer kısımlarına da iletilir.

 

 Uzman Kara Kuşaklar

Uzman Kara Kuşaklar süreç iyileştirme ve istatistiksel araçların kullanılması konusunda kapsamlı eğitim alırlar ve deneyime sahiptirler. Uzman Kara Kuşaklar Kara Kuşaklar ile yaklaşık olarak aynı görevleri yerine getirirler ancak Kara Kuşaktan farklı olarak birden fazla takıma danışmanlık yaparlar. Yalın Altı Sigma projelerini sonuçlandırmaktan sorumlu olan kişilerdir. Takım liderinin proje konuları hakkında bilgisi vardır ve iyileştirmeye çalıştıkları prosesin(süreç) parçasıdır. Takım lideri projenin neden yapıldığını bildiren, projeyi gerektiğinde yeniden ele alan, gözden geçiren kişidir. Takım üyeleri ile birlikte çalışarak projenin yol haritasını oluşturur, geliştirir ve güncelleştirir. Proje takım üyelerini seçmede yardım eder. Takım için veriyi, kaynakları bulur ve tanımlar. Yalın Altı Sigma metot ve analitik araçlarının öğrenilmesi ve uygulanması için takım üyelerine destek olur. Takımın zamanı etkin kullanılmasını ve projenin zamanında bitmesini sağlamakla yükümlüdür. Takımın çalışmasını göstermek ve projenin sonuçlarını yayınlamak için proje sonuçlarını dokümante eder. Uzman Kara Kuşak kaliteyi sağlamak, hedefleri koymak, ilerlemeyi takip etmek, eğitimleri sağlamak için süreç sahipleri ile beraber çalışır ve günlük olarak bilgileri paylaşırlar.

Kara Kuşak

Kara kuşak seviyesi Yalın Altı Sigma’nın başlangıcında Motorola’da kullanılmıştır. Kara Kuşak terimi Yalın Altı Sigma iyileştirme takımına koçluk eden ve aktif olarak yöneten kişi olarak tanımlanır. Bu görevleri gerçekleştirebilmek için yöneticilik ve süreç analiz eğitimi alırlar. Bu eğitim örnekleme analiz ve deney tasarımı gibi ileri düzey istatistik araçları içerir. Buna benzer olarak hizmet süreçleri için prosesin haritalanması ve analizi, sebep sonuç diyagramı, histogram ve pareto analizi gibi araçları öğrenirler. Siyah kuşaklardan genel olarak işletme içindeki ayar zamanı ve hataların azaltarak maliyetin düşürülmesi ya da yeni süreç tasarlayarak çok sayıda süreç iyileştirmesi yapması beklenir.

Yeşil Kuşak/Sarı Kuşaklar / Beyaz Kuşaklar / Ekip Üyeleri: Firmalar isteklerine göre projede görev alacak kuşak sayısını çoğaltabilirler. Kuşak isimleri de bir uzak doğu sporu olan karatedeki gibi ayrılmıştır. Kuşak renkleri deneyim ve uzmanlık seviyesini belirten bir araçtır. Karatede yeni başlayanlara masumiyeti, saflığı, yolculuğu, başlangıç ​​noktasını temsil eden beyaz bir kuşakla başlar. Sarı kuşak güneş ışığının ilk ışınını sembolize eder. Karatede bunun anlamı, öğrencinin zihninin artık daha olası teknik ve yöntemleri kabul etmeye açık olmasıdır. Yeşil Kuşak büyümenin bir temsilidir, bu nedenle becerilerini güçlendirmeyi ve geliştirmeyi öğrenen orta seviye öğrencilere verilir. Öğrencinin yeni beceriler geliştirdiği ve karatede ustalaşmak için yeni teknikler öğrendiği anlamına gelir. Kara Kuşak, onu takan kişinin tüm becerilerde ustalaştığını gösterir ve bilgisiyle başkalarını aydınlatmak için kendi içinde büyük bir yetenek oluşturur. Yalın Altı Sigma isimleri de karatedeki kuşak isimlerinden gelmektedir. Başlangıçta olanlar için, orta seviyede olanlar için ve en gelişmiş proses sahibi kişiler için bu isimler kullanılmıştır. Kimi şirketlerde beyaz ve sarı kuşak yoktur, yeşil ve diğer roller vardır. Kimisi de beyaz ve sarı kuşağa da proje de yer verirler. Şirketler daha çok Yeşil Kuşağı projeye dâhil ettikleri için onlardan bahsedelim: Yeşil Kuşaklar genellikle takımda yer alabilecek Yalın Altı Sigma konusunda yeterli eğitimi olan çalışanlardır ve bazı firmalarda kendi başlarına da küçük çaplı projelere liderlik yapabilecek kişilerdir.

Rekabetin her geçen gün artması nedeniyle maliyetleri azaltmak daha da önemli hale gelmiştir. Örneğin Toyota’nın sahibinin kar maliyetine farklı bakış açısı her şeyi değiştirdi. Toyota’nın anlayışına göre satış fiyatı eksi maliyet karı vermektedir. Karı arttırabilmekte sorunların bir an önce giderilmesi ve müşterinin isteklerinin en hızlı ve düzgün şekilde karşılanabilmesiyle mümkündü. Geçmişten günümüze pek çok şey değişse de rekabet değişmedi aksine daha da arttı. Bu yarışta yer almak isteyen firmalar eksiklerini giderip sürekli daha iyi halde olmak zorunda kaldılar. Ayrıca rekabetin çok fazla olduğu günümüz şartlarında firmalar tercih edilebilmek için kalitelerini yüksek tutmak bunun yanı sıra rakiplerine göre uygun fiyata satmak zorundadırlar. Bu da firmaları müşteri odaklı olmaya diğer bir değişle müşterinin sesini dinlemeye zorlamaktadır. Yalın Altı Sigma üretim ve hizmet kalitesini herkese göre aynı değerlerle göstermektedir. Siz de doğru zamanda, doğru yerde, doğru kararı verme yeteneğine sahip insan kaynağı altyapısına ve bu altyapıyı kuruluş amaçları için en verimli şekilde kullanmaya odaklanıp rekabetin yüksek olduğu günümüzde yer almak istiyorsanız Matris Danışmanlık ile bunu gerçekleştirebilirsiniz. Matris Danışmanlık  https://www.matrisas.com/ web adresinden E-posta, telefon, adres bilgileriyle iletişime geçebilir, doğru ve eğitim almış bir iş gücüyle karınızı arttırabilirsiniz. Matris Danışmanlık uzman kadrosuyla kuruluşlara, temelde Altı Sigma, Yalın ve Yalın Altı Sigma olmak üzere, Kalite ve Süreç İyileştirme Metodolojileri ve Araçları, Süreç Yönetimi, Fabrika Yönetimi, Dönemsel Yönetim, Değişim Yönetimi ve Tedarik Zinciri Yönetimi konularında danışmanlık ve eğitim hizmetleri vermektedir.

 

Hedef belli olduğu için yapılması gereken bellidir ve bunu başarmak için Yalın Altı Sigma yolu firmalara yol göstericidir. Unutmayın “Geçmişi değiştiremezsiniz; ancak gelecek henüz avcunuzun içindedir.” (Hugh White)

Yalın Üretim Nedir

Yalın Üretim Nedir?

Yalın üretim, birçok kurumsal firma veya şirket tarafından uygulanan bir sistemdir. Ürünü yaratma yolunda tüm israflardan arınıp sadeleşerek mevcut ürünün değerine değer katma yoludur. Bu yolda firma karlılığı artarken mevcut ürün mükemmelleşir. Bu sistem dahilinde gerçekleşen veya atılan her adım yalın üretimin teknikleri arasına girer.

Müşteri açısından bir değer oluşturmayan gereksiz üretimi kaldırmak amacıyla yalın üretim esas alınır. Gereksiz üretimin ortadan kalkması dahilinde de maliyette düşüklük beraberinde gelir. Amaç; marka değerini koruyarak maliyeti azaltmaya yönelik çıkarılan ürünlerdir. Bu noktada gereksiz israflardan kaçınılır. Bu israflar: aşırı üretim, stok, bekleme, gereksiz taşıma, hareketler ve tabii ki de hatalardır. Tüm bu saydıklarımız yalın üretimin yok etmek istediği işlevlerdir.

Saydığımız tüm gereksiz işlevler yok olur, müşteri memnuniyeti de en üst seviyeye çıkar. Tabii ki müşteri memnuniyetinin yanında mevcut şirketin kar imajı da arttırılır. Sıcak para akışı ve piyasadaki şirket varlığı daima en üst seviyede kalır.

Özetle yalın üretimi şirketler; kalite, fonksiyonu ve maliyeti dengede tutmak için uygular. Müşterinin istediği zaman dahilinde ürün çıkar, memnuniyet sağlanır. Tüm bunları yaparken de gereksiz kaynak harcaması yok olur. Müşterinin istemiş olduğu ürüne odaklamak ve bu konuda gerekli adımları atmak yalın üretim esasları içindedir.

Yalın Üretim Nasıl Yapılır?

Yalın üretimin ne demek olduğuna dair kafamızda bir fikir oluştu. Sıra bu üretimin nasıl işlediğine geldi. Üretimin başlangıç noktası ve devamındaki adımları bilmek, bir ön protokol için son derece önemlidir. Şirketinizin üretime başlarken esas aldığı kavram ve bu doğrultuda atılan her adım yalın üretim nasıl yapılır? sorusuna bir cevap niteliğindedir.

İlk Adım

Bilinen veya bilinmeyen tüm şirketler bu felsefe ile hareket etmelidir. Peki bu felsefe üretimde nasıl uygulanır? Her şeyden önce ilk adım atılmalıdır. Bu noktada bir başlangıç noktasına gidilmelidir. Yalın üretimin devamında bu başlangıç noktası her zaman hatırlanmalı ve daimi olarak dönüşler sağlanmalıdır. Yalın üretimde bu başlangıç noktası ‘’değer’’ olmaktadır.

Değer tanımını yalın üretimde uygulamak, üretici ve müşteri istişaresinde kabul bulur. Değeri tanımlamak müşterinin görevidir. Bu tanımlama işlemi, üretici veya mevcut şirket dahilinde gerçekleşirse ürün amacından çıkabilir. En doğal ve işlevsel değer tanımı müşterinin ağzından çıkandır. Tanımın anlamlı olması için müşteri; ihtiyaçlarını, zamanını ve mevcut bütçesini beyan etmelidir. Aksi taktirde yalın üretim bir işe yaramaz. Saydığımız cevapları almadan bir üretim yapmak zaman kaybı veya israftır.

İkinci Adım

Bu felsefenin devamı, tanımlanmış değerin akışıdır. Daha sade bir dille ifade edebilmek ve gözümüzde bir betimleme oluşturması için örnek ile gitmemiz gerekmektedir. Bir kurşun kalem şirketinin sahibisiniz. Müşteri sizden kırmızı kurşun kalem talep etti. Size zamanını, maliyetini ve ürünün nasıl olacağı hakkında bilgileri verdi. Yani sizin elinizde bir ürün ‘’değeri’’ oluştu.

İşte bu değerin işlenmesi ikinci adımı oluşturur. Yalın üretim içinde bir hammaddenin istenilen ürüne dönüşme süreci ve bu sürecin son aşaması ikinci adımdır. Soyut bir düşünce yalın felsefe ikinci aşamada somut bir örneğe dönüşür. Bir fikir veya beyan, elle tutulabilir ürün haline gelir. Yalın üretimin uygulandığı en önemli adımdır kendisi.

Bu adımda gereksiz zaman kaybı veya gereksiz ürün kaynağı israfı bolca barınır. Yalın üretim, bu israfları korumak amacıyla birkaç aktivite geliştirir. Bu aktiviteler, ürünün kalitesini korurken israfın yok olmasına meydan verir. Tabii ki bu aktivitelere bütünüyle bakabilmek de şirket veya üretici için önemlidir. Aktiviteler ise şu şekilde karşımıza çıkar:

Dönüşüm Sağlayan Aktivite

Değeri arttıran aktivite de diyebiliriz. Müşterinin isteği doğrultusunda ham maddeye şekil veya biçim verme adımıdır. Bu adım şirketin kar imajının en çok değer kazandığı alandır. Örnek vermek gerekirse bu adımda kaplama, kesme, biçme, montaj veya dokuma gibi işlemler yer alır. İsraftan kaçınmak bu aşamada önemlidir fakat bu aşamadan en önemli şey müşteri memnuniyetini üste çıkaracak eylemleri gerçekleştirmektir.

Zorunlu Fakat Değer Katmayan Aktivite

Yalın üretim kapsamında israftan kaçınmak zaruridir. Bu aşama, üretimde bir desteğe sahip olmayan aşama olarak da nitelenir. Tabii ürünün müşteri eline ulaşabilmesi için zorunlu bir aşamadır. Bu aktivitenin en iyi örneği, nakliye veya paketlemedir. Aktivitede gereksiz aletlerin kullanılması veya yanlış nakliye araçlarının tercih edilmesi yok olur. Bu aşama doğru planlanırsa şirket içindeki gider düzeyi önemli bir ölçüde aşağı iner.

İsrafın En Çok Yaşandığı Aktivite

Bekleme, sayma, tamir işlemi, sıralama, düzenleme vs. gibi işlevler, yalın üretimin yok ettiği işlevlerdir. İsraf, en çok bu aşamada karşımıza çıkar. Sadece maddi israf değil zaman israfı da mütemadiyen yaşanır. Bu anlamda gerekli adımları önceden atmak ve ona göre radikal bir iyileştirme yapmak yalın üretim için çok önemlidir. Yalın üretimin neticesinde bu aşama şirketin değer ilkesini veya tasarruf potansiyelini en seviyeye çeker.

Üçüncü Adım

İlk adım değerden oluşuyordu. İkinci adım ise akıştan. Şimdi sırada üçüncü adım var. Üçüncü adım, akışın sürekliliğidir. Akış ilkesinde bahsettiğimiz üzere müşteri tarafından belirtilen ham maddenin işleyiş biçimi ve en sonunda tedariki yer alıyordu. Üçüncü adım bu sürecin devamlı olarak tekrarlanması anlamına gelir.

Yalın üretim, bu sürekli akışı desteklemek için belli başlı departmanlar oluşturur. Her işlem, ayrı bir departmanda veya ayrı bir uzman tarafından kontrol edilir. Ürün ilk departmandan son departmana kadar dolaşır. Departmanların her biri, ayrı ayrı olacak şekilde ürüne testler uygular. Bu şekilde de gecikme, geriye dönüş veya gözden kaçan problem gibi olumsuz durumlar ortaya çıkmaz. Kısaca bu departmanlar, israftan kaçınmak için uygulanır.

Departmanlara ayrılmayan işletmeler, özellikle günümüz koşullarında, başarısızlığa mahkumdur. Çünkü bu tür işletmeler, müşterinin istemiş olduğu ürünü çıkarma noktasında yetersiz kalırlar. Ürün bir elden bir ele gittiğinde eski kusurları ortaya çıkar. O kusuru örtmek için bazen en başa dönmek gerekir. Bu da bolca zaman veya çaba israfı demektir.

Müşterinin istemiş olduğu ürüne odaklamak ve o ürün için belli bir planlama yapmak. Yalın üretimin üçüncü adımının görevidir. Departmanlara ayrılan düzen içinde satış geçtikten sonra karışıklığı önlemek son derece basit olacaktır. Bin bir çeşit yazılım veya ürünü elden çıkarmak için gereken kampanyalar sadece lafta kalacak ve onlara gerek kalmayacaktır. Yalın üretim sayesinde ürün, son aşamaya gelene kadar kontrol edilir son aşamaya geldiğinde ise müşterinin talep ettiği şekilde verilir.

Yalın Üretim Firmaya Ne Katar?

Yukarıda bahsettiğimiz aşamalar tamamlandığında firma sahibi yalın üretimin olmadığı zaman ile şimdi arasındaki farkı çok net kavrayacaktır. Yalın yaklaşım uygulandığında işgücündeki verimlilik artacaktır. Elemanlar, daha az yorularak daha çok potansiyellerini gösterecek ve bu da ürünün üretim aşamasına yansıyacaktır.

Ürün siparişi verildiğinden itibaren yalın üretim sayesinde mevcut iş, kısa süre içinde tamamlanacaktır. Hatta tamamlanma zamanından daha erken bir vakit iş sonuca erecektir. Bu durumda müşteri güveni veya memnuniyeti sağlanır. İlerdeki işler için açık bir kapı bırakılır. Erken teslim sayesinde firmanın cirosu da artar.

Stokların azalması gibi bir durum firmada söz konusu olmayacaktır. Stoklarda daimi ürün akışı sağlanacak ve ürün bittiği anda tedariki yapılacaktır. Stoktaki gereksiz zaman kayıpları da en asgari düzeye indirilecektir. Bunun beraberinde yalın üretim artıları son bulmayacak, stoklardaki gereksiz eylemler artık olmayacaktır.

Hatalı ürünlerin sayısı azalacak, daha mükemmel ürünler ortaya çıkacaktır. Daha önce de bahsettiğimiz departman sistemi sayesinde ürün belli aşamalardan geçecek ve her aşamada belli testler uygulanacaktır. Uygulanan testler sayesinde geriye dönük iş gücü ortadan kalkacaktır. Bu sayede ürün kusursuz bir şekilde bir sonraki aşamaya oradan da teslim aşamasına geçecektir.

Yalın Üretim Uygulayan Şirketlerin Oranları

Yalın üretim felsefesinde önemli bir nokta oran ve orantıdır. Şirketin eskiye nazaran kaydettiği aşamalar ve cirolar her zaman hesaplanır. Eğer bir şirket eskiye dönük kar imajlarını veya zararlarını göz ardı ediyorsa bu şirket hiçbir zaman yükselemez. Bu noktada oran her zaman kontrollüdür. Oranın öneminden bahsettiğimize göre yalın üretimi uygulayan şirketlerin oranına bir göz atabiliriz:

  • Üretim süresinde %90 azalma
  • Hatalı veya yanlış ürün üretiminde %50 azalma
  • Üretkenlikte %100 artış
  • Stoklarda %80 azalma
  • Ürün tedariki süresinde %100 azalma

Yukarıda bahsettiğimiz her bir oran, yalın üretimin şirketlere olan etkisinin birkaçıdır. Eğer yalın üretim, uzun yıllar boyunca sağlanırsa bu bahsettiğimiz oranlar iki hatta 3 katına çıkacaktır. Çünkü her geçen yıl, yalın üretime olana talep artmakta ve bu talep karşısında firmalar yeni yöntemler aramakta. Fakat hiçbir yöntem, yalın felsefenin yerini tutmamaktadır.

Dikkat Edilmesi Gerekenler

Yalın üretimden bahsederken dikkat edilmesi gereken hususları da atlamamız olmaz. Buna ilk olarak yalın üretim felsefesine bağlı olarak çalışan elemanlardan başlayalım. Çalışma tarzı ürün odaklı olan ekiplerin her biri, akıştan yükümlüdür. Bu yükümlülükler ise hatalı parça anlama, belirlenen sürede üretme, makinaların doğru çalışmasına olanak sağlama ve anormallikleri fark etmedir. Bu yükümlüklerin en az birini yerine getiremeyen bir çalışan, size faydadan çok zarara uğratacaktır. Bu sebeple çalışanların bir tecrübeye sahip olması ve profesyonel çalışma anlayışına vakıf olması gerekmektedir.

Yalın üretim sisteminde mutlaka bir öneri departmanı bulunmalıdır. Bu sistem dahilinde tüm çalışanlar, mevcut ürün iyileştirmeleri ile alakalı önerilerini her saniye sunmaktadır. Çalışan her kesim, önerilerini veya düşüncelerini sunarken üstün bir beyin fırtınası sağlanır. Bu yüzden yalın felsefeye sahip şirketlerin öneri sistemleri daima canlıdır. Ortam, koşul, zaman ve iş süreci ne olursa olsun herkes aklındakini söyleyebilmeli ve daha etkin fikirler üretebilmeyi amaçlamalıdır. Bu ortam sağlanamadığı taktirde yalın üretim devamlılığı söz konusu olmayacaktır.

Yalın üretimde karşılıklı güven ilişkisi çok önemlidir. Bu güven ilişkisi; iş emniyeti, eğitim, gelişim olanakları, takım çalışması, adil ücret paylaşımı, sorumluluk, disiplin ve tabii ki çalışanların her birinin birbirine değer verme anlayışı sayesinde sağlanmaktadır. Bu güven ilişkisi, uzun yıllar süren ekip ilişkisi yaratmanızda ve tabii ki bu ekibin verimli bir şekilde çalışmasında büyük rol oynamaktadır.

Son olarak bahsedeceğimiz husus hedefin belirlenmiş olmasıdır. Yalın üretim uygulayan şirketlerin hepsi bir amaç uğruna bu felsefeyi benimsemiştir. Marka değerini arttırma, yıllık ciroyu arttırma, ülkesini daha iyi temsil etme gibi hedefler, şirketleri kamçılayan etmenlerden bir tanesidir. Hedefi olmayan hiçbir işletme, hangi felsefeyi uygularsa uygulasın başarıdan uzak bir yaşam sürer.

 

Dünyada Altı Sigma

Dünyada Altı Sigma

Dünyada Altı Sigma, birçok sektörde veya iş yerinde kullanılmaktadır. Bu iş yerlerinin bulunduğu kategoriler farklı farklı olsa da hepsinin amacı aynıdır. Bu şirketlerin tek amacı kar elde edebilmektedir. Bu karları en yüksek seviyeye veya noktaya çıkarabilmek için ise Altı Sigma yöntemini uygularlar. Şu anda dünyada bu yöntemi uygulayan sektör sayısı epey bir fazladır. Bu yöntemi iyi uygulayan şirketlerin gelişimleri halen devam etmektedir.

Şirketlerinin büyümüş olması veya kar etmiş olması hiç var olmayacak sorunlar demek değildir. Bu şirketler bunun farkında olarak düzenli aralıklarla Altı Sigma metodunu uygulamaktadır. Geçmişte Altı Sigma metodolojisini kavrayamamış pek çok şirket veya yönetim gördük. Bu yönetimler ise şu anda batmış veya unutulmaya yüz tutmuş durumda. Amerika, Asya ve Avrupa’da bu örnekler bir hayli fazla. Türkiye’de sigmadan kendine düşen payı almıştır.

Bu markalar, Dünyada Altı Sigmayı en iyi kullanan ve yönetenlerdir. Bu şirketlerin şu andaki seviyelerine gelme sebebi olarak da Altı Sigma örnek olarak gösterebilir. Maliyeti düşürerek yüksek kaliteyi amaçlayan sigmanın en büyük temsilcileri ise ABD ve Japonya’dır.

Altı Sigma Tarihi ve Gelişimi

Tarihsel olarak bakıldığında Motorola yöneticisi Art Sundry’nin sözler ile tarih sahnesinde bu kavram yerini almıştır. Bu sözler ise şu şekildedir: ‘’Motorola’daki asıl problem kalitemizin kokuşmuşluğudur.’’

Bu söz aslında şunu kastetmektedir; maliyetli ürün ile maliyetsiz ürün arasındaki ciddi korelasyon farkının gözler önüne serildiği bir durum kastedilmek istenmektedir. Art Sundry’nin bu sözleri, Motorola’nın farklı bir ticari yol haritası izlemeye başladığı veya farklı bir anlayışı benimsediği durumun başlangıcıdır. Motorola artık kaliteyi şu şekilde tanımlamaya başlamıştır: en yüksek kalitede üretim, en düşük maliyetle olan yönetimdir.

Bu şekilde Dünyada Altı Sigma anlayışının ilk adımları Motorola veya Art Sundry ile gerçekleşmiştir. Altı Sigmanın birçok tanımı vardır. O yüzden tanımları iyi kavramak pek tabii önemlidir. Fakat ortak tanım ise mükemmel ürün veya hizmeti sağlamak amacıyla kat edilen çok disiplinli bir anlayış olarak karşımıza çıkar. Altı Sigmanın uygulanışı ve diğer tüm bilgileri Buradan öğrenebilirsiniz.

Altı Sigma Kuşaklar ve Anlamları

Altı sigma içinde belli seviyeler vardır. Bu seviyeler içerisinde de uzman olan kimseler vardır. Bu uzman kişiler veya bireyler tüm aşamalarda farklı bir rol oynar. Bu kuşaklar ile birlikte net bir şablon Altı Sigma içinde oluşur. Bu kuşaklar ise; kara kuşak, yeşil kuşak, sarı kuşak, beyaz kuşak, şampiyonlar ve yöneticiler olmak üzeredir.

Uzman Kara Kuşak

İsmi itibari ile uzman çalışanlar veya personellerin yer aldığı kuşaktır. Bu kuşak sınıfı, adeta birer eğitmen görevindedir. Çünkü kara ve yeşil kuşakları çalışanları eğitirler. Aynı zamanda altı sigmanın projelendirme aşamasından sonuç aşamasına kadar aktif rol alırlar. Bu yönetimlerin veya projelerin birer iç danışmanıdır.

Kara Kuşak

Projelerin başında duran personellerin yer aldığı kategoridir. Daha alt kademelere eğitim verirler.

Yeşil Kuşak

Altı Sigma içinde en önemli aşamalardan sorumlu bireylerin yer aldığı kategoridir. Yeşil kuşak, veri toplama ve analiz etmeden sorumludur. Daha alt kademeleri zaman zaman yönettiği de görülmüştür.

Sarı Kuşak

Altı Sigma içerisinde ekip üyelerinin bulunduğu kuşaktır. İyileştirmeler veya raporlamalarda fikirlerini beyan ederler. Onlar da birçok Altı Sigma projesinde baş gösterirler.

Beyaz Kuşak

Beyaz kuşak, bir sorun çözme ekibidir. Yani farklı ekiplerle çalışabilir.

Şampiyonlar

İsmi aslında görevini niteleler şekildedir. Dağıtım, planlama, tanımlama, vizyon veya misyonu bu ekip üyeleri belirler. Bunları yaparken gelen çalışanlara da bu fikri entegre ederler. Altı Sigma aşamalarında mutlaka bulunan şampiyonlar, gerekli kaynakları sağlayarak olası tüm sorunların önüne geçmeye çalışır.

Yöneticiler

Olası organizasyonun kültürüne istinaden programın odağını oluştururlar. Bu şekilde projenin uyumunu en iyi şekilde sağlarlar.

DMAIC (TÖAİK) ve Altı Sigma

Bir kalite stratejisi olan DMAIC, prosesleri iyileştirmek amacıyla kullanılır. Veri odaklı bir stratejiye dayanan DMAIC, altı sigmanın en önemli parçalarından biridir. Kalite iyileştirme prosedürü olarak bilinen DMAIC’in Türkçe karşılığı ise TÖAİK’dir. TÖAİK veya DMAIC, 5 aşamadan meydana gelir. Bu aşamalardan kısaca bahsedersek ise şu şekildedir:

  • Tanımlama: Sorun, faaliyetler, fırsatlar, müşteri iletişimi ve daha birçok ayrıntıyı tespit etmek amacıyla DMAIC’in Altı Sigma yöntemlerinde bulunur.
  • Ölçme: Proses performans ölçümü bu aşamada meydana gelir.
  • Analiz: Mevcut ürünün kusurlarını veya nedenlerini belirlemek için bu aşama zaruri taktide işlenir.
  • İyileştirme: Tanımlama, ölçme veya analiz aşamaları sonucu elde edilen veriler ile olası sorunu çözmek için adımlar atılır. Bunun için birkaç faaliyet gerçekleştirilir.
  • Kontrol: İyileştirme sonucu elde edilen kazanımların kalıcı olmasını sağlamak bu fazın temel amacıdır. Sürecin kontrol altında olmadığı durumlar tespit edilerek tekrardan iyileştirme çalışmalarına başlanır.

Yalın altı sigma, mevcut iş sürecindeki hata oranını sıfırlamayı hedefleyen bir metodolojidir. Bu metodolojide Altı Sigma, verimliliği arttırmayı ve süreçte iyileştirmeler yapmayı amaçlar. Yalın altı sigma, müşteri memnuniyetini en tepeye veya uç noktaya çıkarırken ürün maliyetini de azaltır. Bu anlamda kalite ile maliyeti zıt doğrultuda tutmaya özen gösterir. Yalın altı sigma ve hakkındaki daha çok bilgiye Buradan ulaşabilirsiniz.

Altı Sigma Nedir ve Neden Önemlidir?

Sigma aslında Yunan alfabesinde bulunan bir harftir. Büyük harf olan sigma, toplam veya hepsi anlamına gelir. Küçük olan sigma ise istatiksel bir ölçüttür. Sigmanın kökenleri de bu harfi hedef alır. Bu ölçüt aynı zamanda standart sapmanın da birer ölçüsüdür. Günümüzde ise Altı Sigma, müşteri memnuniyetini hedef alan bir metodolojidir. Bu metodoloji, ürün kalitesini en uç seviyede tutmayı amaçlar. Bunu yaparken de şirket menfaatlerini göz önünde bulundurur. A kalite bir hizmet vermek isteye her şirket, Altı Sigmanın avantajlarından faydalanır.

Altı Sigma Gerçekten İşe Yarıyor Mu?

Bu sorunun cevabını biz, kanıtlanmış verilere veya raporlara göre vereceğiz. İlk vereceğimiz örnek Arçelik olacak. Arçelik, 100 adetin üzerinde bir sigma projesini hayata geçirdi. Bu projelerden ise toplamda 15 milyon dolardan fazla karı kasasına koydu. Bu kar, Arçelik’in cirosu değil, standart sapmalar sonucu ortaya çıkan aksaklıkların giderilmesi ile oluşan kazançlar olarak raporlandı.

Altı Sigma gerçekten işe yarıyor mu? Sorusunun cevabını daha yüksek bir meblağ ile verelim. Korsda, 2002’de tam tamına 5 adet altı sigma projesi geliştirdi. Bu projelerden ise tam tamına 670 bin dolardan fazla para kazandı. Şu anda sadece rakamlar üstünden gidiyoruz fakat sigmanın tam anlamıyla işe yarayıp yaramadığını farklı bir şekilde de kanıtlayabiliriz.

Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Indiana Fort Wayne’de bir hükumet, altı sigma projesine başvurdu. Başvurma sebebi ise sonu gelmeyen çukur problemlerinin veya sorunlarının ortadan katiyen kalkmamasıydı. Altı Sigma devreye girdi ve bir güm içinde var olan veya olacak olan çukurların %99’unu kapattı.

Dünyada Altı Sigma Uygulayan Şirketler

Dünyanın dört bir tarafında nam salmış bu şirketler, sigmanın başarılı olduğunun birer kanıtı niteliğindedir. Listede olan bu şirketler, şu anda sektörlerinin global veya lider markaları konumunda. Büyük şirketler büyük bir özveri ile yönetilir. Özveri ise sigma ayrıcalıkları ile beraber gelir. İşte özverinin hayat bulduğu, altı sigmanın kanıtı olan şirketler:

  • Motorola
  • Ford
  • Quantum
  • Toshiba
  • Fiat
  • Volvo
  • Samsung
  • Hyundai
  • Sony
  • Shell
  • Pirelli
  • LG

Altı Sigma Nedir?

Altı Sigma Nedir?

Altı Sigma, İşletmelerin faaliyetlerinde mükemmelliği amaçladığı bir stratejidir. Kurum veya kuruluşlar, mevcut sürecin başlanmasından analiz edilmesine ve son olarak iyileştirmesine kadar istatistiksel araçlar ile Altı Sigmanın yönetim stratejisini kullanmaktadırlar. Sigma Yunan alfabesinden bir terim olarak girmiştir.

Yunan alfabesinde sigma; sapmayı, istatiksel ölçümü ve beklenen sonuçlar ile başarısız sonuçlar arasındaki ilişkide kullanılmaktadır. Sigmanın bir diğer tanımı ise mükemmele en mükemmel şekilde yakınlıktır. Yani tahmin edilebilecek veya edilen ile çok benzer yönleri bulunuyor. Kısaca Altı Sigma mükemmelliği hedefleyen sistematik birer metodoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Sigmanın birçok yönü, tekniği veya varyantları elbette mümkündür. Sigmanın doğuşu veya tarihi ile alakalı birçok bilgiye de Buradan ulaşabilirsiniz.

Altı Sigmanın Amacı Nedir?

Tüm yönetim veya stratejik planlar gibi Altı Sigma amacı da tek bir hedef belirlememektedir. Sigmanın en genel veya temel amacı müşteri memnuniyetini arttırmaktır. Bunun için kullanılan istatiksel teknikler veya araçlar amacına göre değişkenlik gösterir. Müşteri memnuniyetini arttıran Altı Sigma, olası hataları azaltır veya ortadan kaldırır.

Bu şekilde işletmelerin kar marjı yükselişe geçer. Metodolojinin temel amacı ölçülebilen proses performanslarının gelişmesi ve sapmaların en asgari düzeye indirgenmesidir. Bu amaç ise iki alt metodolojinin kapsamında gerçekleşmektedir. Bu metodolojiler ise DMAIC ve DFSS prosesleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

Altı Sigma Aşamaları Nelerdir?

Altı Sigma’nın aşamaları yöntem seçimi ile temellerini atar. Daha önce de bahsettiğimiz bu yöntemler, prosesler olarak karşımıza çıkar. Prosesler veya yöntemlerden DMAIC ile Altı Sigma yöntemi 5 aşamadan meydana gelmektedir. DMAIC temeler olarak Dr.Shewhart’ın PUKÖ çevriminden esinlenmiştir. Bu yöntemli döngüden esinlenerek DMAIC yaklaşımı karşımıza çıkmıştır. DMAIC aşamaları veya kademeleri ise şu şekildedir:

Tanımlama (Define): Tanımlama fazı ilgili ürün veya hizmet için problem tanımı ile başlar. Ardından projenin amacı ve hedefi belirlenir. Bunun için bir proje planı oluşturulur.

Ölçme (Measure): Ölçme fazında öncelikli olarak mevcut sürecin resmi çekilir. Bunun için süreç akış şeması oluşturulur. Sonrasında prosesin performansı ölçülerek problem üzerinde etkisi olabilecek potansiyel girdiler belirlenir. Bu girdiler puanlanarak analiz fazı için önceliklendirilir. En yüksek puan alan potansiyel girdiler bir sonraki aşamaya geçmeye hak kazanır.

Analiz (Analyze): İstatistiksel analiz tam olarak bu aşamada eyleme dönüşür. Problem üzerinde etkisi olduğu düşünülen potansiyel girdiler bu fazda istatistiksel araçlar ile sınanır. Bu aşamada birçok istatiksel araç kullanılır.  En uzun süren aşamalardan birisidir.

İyileştirme (Improve): Proses üzerinde iyileştirmelerin gerçekleştirildiği fazdır. Ürün veya hizmet için ilgili değişiklikler yapılarak proses performansında artış hedeflenir. İyileştirme sonrası proses performansı iyileştirme öncesi proses performansı ile karşılaştırılarak prosesin iyileştirme oranı ortaya konur.

Kontrol (Control): Altı Sigma sürecinin son aşamasıdır. Bu aşamanın temel amacı, şu ana kadar elde edilen iyileştirmelerin kalıcı olmasını sağlamaktır. Bunun için risk analizi çalışmaları yapılır ve kontrol planı oluşturulur. Prosesin kontrol altında olup olmadığı İstatistiksel Proses Kontrol metodu ile izlenir. İstatistiksel Proses Kontrol ile oluşturulan kontrol kartlarındaki veriler sürekli iyileştirme süreci için referans veri niteliğindedir.

Altı Sigma Nerelerde Kullanılır?

Altı Sigmanın kullanıldığı yerler veya sektörler çokça farklılık göstermektedir. Sanılanın aksine sadece üretim sektörü için bu yöntem kullanılmaz. Zaten sektör bazlı bir yöntem değildir. Fakat günümüz dünyasında iki temek sektör çeşidi vardır. Birisi hizmet diğeri ise üretim sektörüdür. Demin de bahsettiğimiz üzere en çok üretim sektörü için Altı Sigma tercih edilir.

Üretim Sektöründe Altı Sigma

Üretim sektöründe Altı Sigmanın kullanıldığı yerler çokça fazladır. GE Tıbbi sistemler bu yöntem dahilinde teknolojik adımlar atmıştır. Teknolojik tıbbı ürünlerin uygulanma süreleri birkaç dakika düşmüştür. Bu sadece bir örnektir. Aynı şekilde GE Aydınlatma grubu Altı Sigmayı kullanarak faturalanma hatalarını %98 oranında düşürmüştür.

Hizmet Sektöründe Altı Sigma

Hizmet sektöründe altı sigma, proseslerin tanımlanması ile başlamıştır. Bu bakımda proseslerin haritalarının çıkarılması son derece önemlidir. Üretimde nasıl ürünlerin kalitesi veya maliyeti ölçülüyorsa, hizmet sektöründe de kalite seviyesi ölçülmüş, gerekli veriler raporlanmıştır. Hizmet kalitesini arttırmak ve maliyetini düşürmek Altı Sigma çerçevesine girmektedir.

Altı Sigmada Başarı Nasıl Sağlanıyor?

Altı Sigmada başarı kesinlikle işbirliği veya iletişim ile sağlanıyor. Tüm işletmelerde yönetim, iletişim ile mümkündür. İletişimde bulunmayan bir yönetim, başarısızlığa mahkumdur. Altı Sigmanın yönetiminde baştan aşağı tüm yöneticiler birbiri ile iletişim halde olurlar. Bu şekilde olan bir yönetim, müşteri memnuniyetini de beraberinde getirmektedir.

Performansın veya ürün kalitesinin en üst düzeyde stabil kalabilmesi, doğru bir planlamadır. Gelecek odaklı bir planlama Altı Sigmayı diğer yönetimlerden bir adım daha öne çıkarır. Altı Sigma, başarısı her şeyin bir adım sonrasını düşünerek ve olası her olumsuzluklara karşı bir önlem almak ile sağlanmaktadır.

Altı Sigmanın Başarılı Olma Sırrı Nedir?

Sigmada başarının sırrı performans ölçümüdür. Müşteri ihtiyacına göre bir ürün performansı ölçümü ile başarı gelmektedir. Başarının bir diğer sırrı ise verilere dayalı bir yönetim modelidir. Verilerden en iyi şekilde yararlanan bu yönetim, proses odağı ile kalite kontrolünü en mükemmel bir şekilde sağlamaktadır.

Geleceğe yönelik düşünceler veya modeller, proaktif yönetim biçiminin amaçlarını aynen karşılamaktadır. Tüm bunlar olurken Altı Sigma başarısı sadece yönetim şekli ile sağlanmaz. Çalışanların iş birliği veya ortaklaşa çalışması da başarıyı beraberinde getirmektedir. Başarının görünmeyen yüzü ise eğitim modelidir. En üst seviyede çalışanın en alt kademedekine sürekli bir iletişim halde olması veya eğitmesi gelecek başarıların temellerini atmaktadır.

Altı Sigma Kavramları Nelerdir?

Sigma kavramı, istatistiksel düşünce paradigmasını kendine temel alır. Bu paradigmalar aynı şekilde Altı Sigmanın kavramlarını da bizlere açıklamaktadır. Bu kavramlar hata azaltma, proses, iyileştirme ve müşteri memnuniyetidir. Altı Sigma, bu kavramlar ile kendine bir yönetim modeli belirler. Sigma: ‘’ Her şey prosestir’’ düşüncesine pek tabii sabittir.

Aynı şekilde ‘’her prosesin özünde değişkenlik yatar’’ ana mottosu da Altı Sigmanın ileri gidebilmesi veya olası müdahalelerde bulunabilmesi için elbette gereklidir. Yani temel olarak Altı Sigmanın hedef aldığı eylem, süreçtir. Sigma bu sürecin daimi değişebileceğini veya baştan yaratılabileceğini savunur. Bu bağlamda da DMAIC’de olduğu temel metodolojiler ile ilerler.

Altı Sigmanın Temel İlkeleri Nelerdir?

Altı Sigmanın hayata geçebilmesi sadece kavramlardan veya terimlerden ibaret değildir. Her faaliyetin veya işlevin olduğu gibi Altı Sigmanın kendi için zaruri gördüğü temel ilkeler vardır. Bu temel ilkeler kendi aralarında 4’e ayrılır. İşte Altı Sigma temel ilkeler:

Müşteri Odaklı: Her şey performans ölçümü ile başlar. Altı Sigmanın yöntemi ise müşteriyi baz alarak bir performans değerlendirmesi yapmasıdır. Atılan adımlar veya uygulanan yöntemler, esas olarak müşteriyi hedef alır.

Veriler ve Yönetim: Altı Sigmanın en büyük özelliği devamlı veri girdisinin veya çıktısının raporlanmış olmasıdır.

Odak Proses: Süreç altı sigma için anahtar bir kavramdır. Bunu daha önce bahsetmiştik. Hedefe ulaşmak için altı sigma daimi olarak süreci her şeyden üstte tutar. Süreç değişebilir veya tamamen baştan inşa edilebilir. Altı Sigma için asıl önemli şey sürecin var olmasıdır.

Yönetimin Proaktif Bir Yol İzlemesi: İlk olarak proaktifi açıklamak durumundayız. Proaktif; gelecek planlamaları yaparak, bir sonraki adımı ona göre kurgulamaktır. Yani ileri görüşlülüktür. Bu uğurda altı sigma, ulaşılacak hedefi sık sık gözden geçirir. Olabilecek sorunlar veya çözümleri için A, B, C hatta D planları yapar.

İletişim veya Eğitim: Tüm yöntemlerde olduğu Altı Sigmanın da önemsediği şey, iletişimdir. İletişim dahilinde tüm personeller birbirine destek olur. Bu sayede kalite veya başarı da beraberinde gelir.

Altı Sigma Uygulama Aşamaları

Altı Sigma uygulama aşamalarını, verilere dayalı olarak sizlere izah edeceğiz. TÖAİK yani DMAIC, bir lojistik firmasında uygulanmıştır. Firmada iade veya şikayetler eş değer bir seyirle azalmıştır. Peki bunu sigma nasıl yapmıştır? İlk olarak lojistik firmasının ürünleri tanımlanmıştır. Ürünlerde neden fazla şikayet olduğu veya neden iade talepleri olduğu incelenmiştir. Bunun üzerine tartışılmış ve uzunca düşünülmüştür.

Ardından lojistik firması içindeki ürün kayıtları incelenmiştir. Depodan, mağazadan, nakliyeden veya başka sebepten dolayı insanların ürünler üzerinden firmayı şikayet etmesi açıktır. Analizler yapılan depo kaynaklı hasarlı ürünlerin tam 4192 adet olduğu (1 ay içinde) tespit edildi. Bu sorun için Altı Sigma ile çözüm yöntemleri geliştirmiştir.

Çeşitli grafikler veya tablolar çıkartılmıştır. En ince ayrıntısına kadar ürün hakkında detay alınmıştır. Bu detaylardan biri de gece vardiyasına gelen güvenlik personeli kayıtlarıdır. Ardından hamleler peşin sıra gelmiştir. Ürünler dikkatlice gözden geçirilmiş veya uzun bir süre kontrol edilmiştir. Ay veya yıl sonunda veriler incelenerek sorunun çözüldüğü anlaşılmıştır.

Neden Altı Sigma Eğitimi Almalıyız?

Dünya genelinde şirketler veya kamu kuruluşları globalleşme eğilimindedirler. Tüm yetkililer bu kuruluşlarda maliyetlerini düşürme derdindedirler. Bunu yaparken ürün kalitesini düşürmemeyi de es geçmek istemezler. İşte tam burada Altı Sigma yöntemi veya yöntemleri ortaya çıkar. Şirketlerin zarar etmeden kar imajlarını korumasını amaçlayan bu yöntem sayesinde artık daha uzun ömürlü şirketler hayatımıza girmektedir.

Müşteri odaklı metodoloji olan sigma, sorun çözmeyi ilk planı olarak gören bir yöntemdir. Bunu birkaç yöntemle başarsa da temelini süreçten veya diğer adıyla prosesden almaktadır. Süreç, Altı Sigmanın en temel kavramlarından biridir. Bu süreci iyi yönetmek veya sorunları çözmek için mutlaka altı sigma eğitimini iyi almalıyız. Hem ülke ekonomisi için hem de piyasa değerleri için Altı Sigma, bu denli önemli yer tutmaktadır. Altı Sigmanın eğitimi sayesinde şirketler daha çok personel çalıştırır, daha çok üretim yapar, daha çok kar sağlanır veya daha çok mutlu müşteri çeker.

DMAIC (TÖAİK) Metodu Nedir?

DMAIC, Türkçe isimlendirmesi ile TÖAİK, Altı Sigmanın başvurmuş olduğu yollardan biridir. TÖAİK çerçevesi tam olarak 5 adımdan meydana gelir. Bu adımlar sayesinde altı sigma, kaliteyi yükselterek maliyeti düşürür. Daha doğrusu müşteri isteğini eyleme döker. Bu anlamda TÖAİK yaklaşımı sıklıkla tercih edilir. Peki bu TÖAİK veya DMAIC sistemi hangi aşamalardan oluşur veya işlevleri nelerdir? Hadi bu sorunun cevabını verelim.

Tanımlama: Altı Sigma için ilk adımımız tanımlamadır. Tanımlama olmadan bir ürünün eksiğini veya olumsuz yönünü bulamazsınız. Ürünü iyi tanımalısınız, işlevlerini veya hakkındaki her şeyi en ince ayrıntısına kadar öğrenmelisiniz. DMAIC’in temelleri tanımlama ile atılır.

Ölçme: Mevcut sistem ölçülür. Bu aşamada olası girdiler veya çıktılar not alınılır. Tanımlama sayesinde başlayan temel, ölçme ile devam eder. Ölçme bir sonraki aşama, yani analize veriler ile gider.

Analiz. TÖAİK veya DMAIC için en önemli aşamadır. Analizler ne kadar iyi yapılırsa sorunun çözümü de o denli basit olur. Bunun için tabii ki birkaç farklı araç vardır fakat şu anki konumuz kesinlikle bu değildir. Analizler bir ürünün eksiklerinin bulunmasından ürünün yüksek düzeyde kaliteli bir hale gelmesine kadar büyük bir rol oynar. Altı Sigma analizler sonucu kaliteye yaklaşır.

Analizler ile mevcudiyete bir adım daha yaklaşılır. Artık sistemin iyileşmesi kalmıştır. Veriler bağlamında gerekli adımlar atılır. Ürün üzerinde veya etrafında oynamalar yapılır. Bu aşama kısa sürmekle beraber süresi, analizin kalitesine göre değişmektedir.

Kontrol: Altı Sigmanın son aşaması kontroldür. İyileştirilen veya baştan yaratılan sistem uzun bir süre gözlemlenir. Gözlemler sonucu eğer üründe halen bir sıkıntı var ise o zaman DMAIC baştan aşağı gözden geçirilir. Şayet çok önemli bir sorun yoksa veya kaliteyi engelleyecek bir durum yoksa sistem aynı şekilde işlemeye devam eder.

DMAIC Araçları

 Altı Sigma yöntemlerinden DMAIC’ın araçları, aşama aşama farklılık gösterir. İlk olarak ‘’tanımlama’’ araçlarından bahsedelim.

 

Tanımlama Araçları

  • Yakınlık Diyagramı
  • Veri Toplama Formatları
  • Pareto Analizleri
  • Betimsel İstatistik Araçları
  • Süreç Performans Kriterleri
  • Finansal Hesaplama Tabloları
  • Proje Önceliklendirme Kriterleri

Ölçme Araçları

  • Süreç Akış Şeması
  • Süreç Haritası
  • Sebep-Sonuç Matrisi
  • Balıkkılçığı Diyagramı
  • FMEA
  • Pareto Analizleri
  • Betimsel İstatistik Araçları
  • Ölçüm Sistemleri Analizi
  • Süreç Yeterlilik Analiz Yöntemleri
  • Süreç Performans Göstergeleri

Analiz Araçları

  • Z testleri
  • T testi
  • F testi
  • Hipotez testleri
  • Güven aralıkları
  • Regresyon
  • Korelasyon
  • Olumsallık Tabloları ve Ki-kare testi
  • Varyans analizi (ANOVA)

İyileştirme Araçları

  • Deney Tasarımları

Kontrol Araçları

  • Hatasızlaştırma
  • Bayrak
  • İPK
  • Süreç Haritası
  • Kontrol Planı
  • FMEA
  • Proje Devir Planlaması
  • EVOP/PLEX
  • Proje Raporlama

DMAIC ve Altı Sigma Analizi Nasıl Yapılır?

Altı Sigma analizi veya DMAIC, ürün kalitesi ve performansını arttırmaya yönelik ölçülerin verilenmesi işlemidir. Bunun için bazı faz adımları vardır. Bu adımların ana fazı ise problemlerin nedenini belirlemedir. Problemlerin nedenleri belirlenirken performans hedefleri tanımlanır. Katma değerli veya değersiz proses adımları da aynı şekilde tanımlanır. DMAIC analizi faz adımlarından birkaçı bunlardır. Bunlar için de belli başlı araçlar kullanılıyor. Histogram, Pareto grafiği veya hipotez testi bunlardan sadece birkaçıdır. Analizler sonucu proses yeniden tasarlanır veya iyileşir.

Sonuç

Altı Sigma işletmelerde sıkça kullanılan veya tercih edilen bir yöntemdir. Geçmişten günümüze kadar gelen sigma, sürekli iyileştirmeyi amaçlar. Bunu ise süreç, yani prosesdeki değişkenleri ile sağlar. Bu değişkenliği TÖİAK veya DMAIC adıyla bilinen sistem ile analitik veya sistematik bir yolla yapar. Fakat Altı Sigma sadece bundan ibaret değildir. Yöntemler Altı Sigma çerçevesinde veya etrafında farklılık gösterir. Yalın Altı Sigma yöntemi de bu başlıklardan veya yöntemlerden biridir. Yalın Altı Sigma hakkındaki her bilgiye Buradan ulaşabilirsiniz.